Saygı, sosyal etkileşimde içsel bir tutum ve davranıştır. Saygı başkalarına kibar, hoşgörülü, dürüst davranışla karakterize edilir.
Saygı aynı zamanda diğerinin onuruna saygı duymamız anlamına gelir.
İki insan tanıştığında veya samimi bir ilişkiye sahip olduğunda, tam olarak üç seçenek vardır:
1. Her ikisi de birbirine saygı duyar ve uyum vardır.
2. İkisinin de birbirlerine saygısı yok, birbirlerine zarar veriyorlar.
3. Biri saygı duyuyor, diğeri saygı duymuyor ve diğerini incitiyor.
SAYGISIZLIK NEDİR?
Saygı, farkındalığın, duyarlılığın bir ifadesidir.
Saygısızlık her zaman diğerinin onuruna, gururuna olan saygısızlığı taşır.
Kötü tona sahiptir. Ne yazık ki, insanlar arasında giderek normal bir hal alıyor.
Saygısızlık, ne şekil olursa olsun, çocuklukta ebeveynlerin ve/veya eğitimcilerin çocuğun onuruna herhangi bir biçimde saygı duymayışıyla başlar. Ayrıca saygısızlık örneğin ailelerde, ilişkilerde, okullarda, işte, sokaklarda, siyasette, basında ve sosyal medyada, her türlü sosyal etkileşimde hakimdir. Birçok kişi tarafından normal olarak algılanıyor. Ancak aynı zamanda, çoğumuz insanların artık birbirine saygı duymadığını fark ediyoruz.
Anayasanın ilkelerinde ‘İnsan onuru dokunulmazdır’ diyor. Tabii ki, bu yanlış, çünkü gün geçtikçe, dünyanın her yerindeki insanlar büyük ve küçük başkalarının onuruna yakışmayacak davranışlar sergiliyorve söylemlerde bulunuyorlar. Bu eylemler aynı zamanda saygısızlık da içeriyor.
Bir kişinin başkalarına saygılı olup olmadığı kişiliğinin bir parçasıdır. Tıpkı saygısızlık bir kişiliğin parçası olduğu gibi. Saygı, dürüstlük, alçakgönüllülük, hoşgörü, sıcaklık, nezaket, vicdanlılık, hoşgörü, açıklık, empati ve sorumluluk duygusu gibi kişilik özellikleriyle yakından ilişkili bir değerdir. Bir kişi bu özelliklere ne kadar çok sahip olursa, başkalarına karşı davranışı o kadar saygılı olur. Bu özelliklerden ne kadar azı mevcutsa, bir kişinin başkalarına karşı saygısız davranma olasılığı o kadar artar.
Her zaman saygılı olmak kolay değildir, kimse mükemmel değildir.
İnsanlar arası ilişkilerde her zaman çatışmalar, tartışmalar ve yanlış anlamalar olabilir. Burada birbirimize nasıl davrandığımız bize bağlı - en iyi durumda karşılıklı saygı göstermektir. Bu, yalnızca diğerinin onuruna değil, aynı zamanda onun görüşlerine, argümanlarına ve değerlerine saygı duymayı da içerir ve şu anlamına gelir: zıtlıklara katlanmak. Ancak saygısızlık, hakaret ve kırıcılık tekrar tekrar veya kalıcı olarak meydana gelirse, kişinin kendi omurunu ve kendi ruhsal sağlığı adına sağlıklı bir sınır koymanın zamanı gelmiştir.
Bize tekrar tekrar saygısızca davranan bir kişi bize hiçbir fayda vermez. Bunu yapmasının binlerce nedenini bulabiliriz, bu davranışın bize zarar verdiği gerçeğini değiştirmez. Bu kişiye defalarca saygısızlığının bizi incittiğini ve yıkıcı davranışını değiştirmek için iyi bir niyet göstermediğini belirtirsekte bir şey değişmeyecektir. Kendimizi bu kişiden uzaklaştırmanın zamanı gelmiştir.
İnsan etkileşiminde saygısızlık insanların birbirlerine iyilik yapmasını engeller. Saygısızca davranılmak duygusal strese neden olur, çünkü saygısız davranışlar acıtır, ona karşı koymam güç ve enerjiye mal olur. Ruhsal sağlığımız ve kendimize olan saygımızı için kendimizi korumamız lazım.
İçsel huzur ve bağımsızlık, başkalarının duygularımızı kontrol etmesine izin vermeyi bıraktığımız anda başlar.
HANIM DEMİRBAŞ
UZMAN SOSYAL PEDAGOG
VE AİLE DANIŞMANI
Yorum Yazın