“Bir insan nasıl omurgalı olmalı?” konulu bir yazı kaleme almaya başlayınca, biraz kendi birikimimle biraz da araştırmam neticesinde elde ettiğim verileri siz değerli okurlarımla paylaşmayı düşündüm.
Başlığı attım “Omurga” iyi de omurga nedir ?
Kendi kendinize gülüpte “Bu adam bizi cahil sanıyor” demeyin, bunu ilkokul çocuğu bile yanıtlayabilir, cevabı basit:
“Vücudu dik tutmaya yarayan kemik sistemi” tabi ki sözlük anlamı bu ama bizim konumuz bu değil ki.
Omurga kelimesini mecazi anlamda ele almak istiyorum.
Bana göre omurgalı insan, sözünün eridir, rüzgara göre eğilip kalkmaz, hatır için söz söylemez, menfaatine göre konuşmaz, adam kayırmaz, yılışık ve ısrarcı değildir, iftira atmaz, hiçbir şartta yalan söylemez.
Omurgalı olmak iyidir, insanın her durum karşısında dik durmasını sağlar.
Bazen de esnek olmakta iyidir, kırılmazsın.
Ama gel gelelim omurgasızlık kötüdür, insanı perişan eder sürünürsün!
Eğilip bükülmeden, inandığı doğruları savunabilen ve o amaç uğruna bedel ödemeyi göze alabilen insan omurgalıdır.
Bir insanın omurgalı mı? Yoksa omurgasız mı olduğu genellikle ilk bakışta anlaşılmaz elbet.
O insanla belli bir tecrübe yaşamak, belli durumlardan geçmek gerekir. Bir kez bir insanın omurgasızlığı tespit edildi mi, ondan kaçmak en iyisidir derim, kaçmayı başaramazsanız size sinek gibi yapışır benden söylemesi…
Omurgasız insan prensipleri olmayan insandır. Böyle bir insanla bırakın dost olmayı, ben şahsen onunla bir düşmanlık ilişkisine girmeye bile tenezzül etmem. Zira bir insan olarak düşmanlarıma adalet ve "en azından omurgam hususunda" dürüstlük borçlu olduğuma inanırım. Omurgasız insanla ilişkide ideal olan “ilişkisizliktir”.
Mümkünse hiç ilişkiye girmemek, mecbur kalındığı takdirde de ilişkiyi asgari seviyede tutmak ve en kısa sürede bitirmek gerekir. Bitirmek derken gerçek anlamda bitirmek, ne yüzünü görmek, ne sesini duymaktan bahsediyorum! Zira omurgasız insanla girilecek bir ilişkide, herhangi bir ilişkinin olmazsa olmaz şartını yani “En azından" asgari düzeyde bir karşılıklı güveni tesis etmek mümkün değildir. Zira asgari düzeyde bir karşılıklı güven, tarafların asgari düzeyde birer omurgaya sahip olmasını gerektirir.
Omurgalı olmak yaşamın her ortamında tüm insanlar için geçerli ve özellikle yaptığı iş olsun, meslek olsun onurlu olmalıdır. Kim olursa olsun eğilip bükülmeden, inandığı doğruları savunabilen ve o amaç uğruna bedel ödemeyi göze alabilen insan omurgalıdır.
İnsan vücudunu ayakta tutan omurgadır. Peki, insanı dik tutan nedir? İnsanı dik tutan, onların değerleri ve ilkeleridir.
İlkeleri olmayan, değerler sistemi çökmüş kişiler dik duramazlar, yok olmaya mahkumdurlar.
Günümüzde hayatın zorluğu, insan ilişkilerinde ciddi tahribatlar yaratmaktadır.
Rüzgarın estiği yöne göre hareket etmek, küçük çıkar, makam ve mevkiler için inandığımız süreçlere girmek bize şeref vermez ve omurgayı başından zedeler.
Omurgalı davranmak, durduğumuz yeri bilmek ve oradaki duruşumuz, bize saygınlık kazandırır.
Peki ya Omurgasızlar ?
Nedir omurgasızlık belirtileri?
En belirgin özelliği; Kişinin belirgin bir duruşunun olmamasıdır. Menfaat nerede ise o yöne doğru eğilirler, duruşları çıkarlarına göre değişir rüzgar ne yönden eserse o yöne dönerler.
Bir başka nesneye benzetme yapılacaksa “Rüzgar gülü” adıyla da anılabilirler.
Omurgasızlar hamur gibidirler; her biçime kolaylıkla girerler, hatta biraz daha ileri gidelim sıvı gibidirler, bulundukları kabın şeklini alırlar.
En sevdikleri kap, koltuk biçimindedir, belli koltuklara oturmak uğruna istenilen seviyeye alçalabilirler. O koltuklarda ve menfaatleri uğruna da her biçime girebilirler. Genelde de biçimini aldıkları koltuğun gerektirdiği özelliklere sahip olmazlar.
Kanımca omurgalı insan dendiğinde akla gelmesi gereken ilk kavram “Değerdir” İnsan değeridir.
Çünkü insan, insan olarak bir değerdir.
Yine yazımızın sonuna geldik, Allah hepinizi omurgalı insanlar ile karşılaştırsın, başka bir yazımızda buluşmak üzere.
CELAL KODAMANOĞLU
Haber caddesi
Genel Yayın Koordinatörü
Yorum Yazın