Kimse boşanacağım diye evlenmez, kimse dayak yiyeceğim, şiddet göreceğim diye evlenmez ve kimse eşi tarafından hor görünmek, aşağılanmak için hiç evlenmez… kimse …. Kimse ama hani derler ya “Kavun değilki koklayıpta alayım” maalesef çok doğru bir söz … bence evlilikte bir şans …
Geçen aydı sanırım, kendime kışlık mont almak için bir mağazaya girmiştim ben bakarken yanıma bir kadın geldi o da bakmaya başladı, onun arkasından da bir adam geldi kadını beklemeye başladı, kadın döndü “Şunu mu deneyim şunu mu" diye sordu. adam hayatımda duyduğum en iğrenç kahkahayı patlatıp “Ne fark eder ikiside yakışmayacak sana" diye cevap verdi. Kadın ile göz göze geldik yüzü Kızardı, gözleri doldu, elindekileri bırakıp oradan gitti, peşinden gidip sarılmak istedim kadına, “Üzülme ne olur çok güzelsin" diye teselli etmek istedim ama yapamadım işte….
Bu muydu evlilik ? … Bu muydu tanımadığın biriyle hayatını birleştirmek, onunla aynı yastığı paylaşlaşmak… Yok yok bu olmamalıydı… Annemle babama bakıyorum, çoktan yarım asırı devirmişler, mutlu beraberlikleri dalya demişlerdi, işte buydu evlilik, ama nerde o evlilikler… artık evlilik geçici hevesleri örselemek için yapılmış bir sözleşme… Ama işte öyle bir sözleşmeki bu imzayı atmak kolayda, silmek çok zor.
Birgün bir arkadaşımla sohbet ederken bana telefonundan bir fotoğraf göstermişti, fotoğrafta mutlu bir aile tablosu vardı, güzel bir bayan ve karşısında oturan yakışıklı delikanlı yanlarında ise ufak bir kız çocuğu, masa gül yaprakları ve serpme kahvaltı tabakları ile donatılmıştı…
- Ne var bunda mutlu bir aile tablosu dediğimde , arkadaşım yüzüme baktı, başını önüne eğip - Görüntü seni aldatmasın, detaylara girmeyeyim bu çift şimdi ayrıldılar, adam çok iğrenç biriydi kadıncağız ayrılmak için altındaki arabasının anahtarını verdi, öykülerine gellince bu fotoğraf onların ayrılık aşamasındaydı. Kadın Kimya öğretmeni, adam ise garsondu, nasıl olur deme rahmetli Barış Mançonun dediği gibi Gönül ferman dinlemiyor işte… Evlenene kadar her şey iyi güzelmiş, evlenince adam tamamen değişmiş, dayak, işkende, aşağılama devam ederken kadın düzelir umudu ile bir çocuk ile taçlandırmış evliliğini ama nerde, adam daha kötü, tüm bunların yanı sıra adamın aldatmaları da üstüne gelmiş, kadındın çalıştığını elinden alıp dışarıda yiyormuş, kadıncağız bir ay kirasını ödeyememiş o zamanın parasıyla 900 liraymış kirası, adam kendi evinin kirasını karısına borç olarak vermiş ama ertesi ay hemen parasını istemiş, ne kadar acı değilmiş, kadında artık adamı eve sokmadığı için yanına çocuğunu alıp onun işyerine gitmiş parasını vermeye, adam dedim ya sırf görüntü, arkadaşlarına şirin görünmek için masayı donatmış, konuşma sırasında eşine
-Bana 1000 lira vereceksin demiş, kadın şaşırmış,
-Kira 900 lira 1000 lira nereden çıktı demiş o zamanda adam yine iğrenç bir kahkaha atmış “O 100 lirada bu masanın parası …
Zaman zaman düşünürüm, evliliklerin bitme sebeplerinin temel nedenlerine baktığım zaman hep “Beklenti" eşiğinin fazla tutulmasından dolayı olduğunu görüyorum, iİnsanlar artık "en iyisini" kendisinin hak ettiğini düşündükleri için evin içinde de en iyisi (!) dolaşsın istiyorlar.
Bir çocuğun çizdiği resime “- Bu ne kadar kötü bir resim, hiç o ağaçlar kırmızı olur mu, kalem öyle mi tutulur, hem sen neyi becerebiliyorsun ki zaten" dediğiniz zaman mı yoksa, "dağların kırmızı olabileceği hiç aklıma gelmemişti ne güzel hayal gücün var, kalemi şöyle tutsan sanki daha güzel şeyler ortaya çıkacak" diye motive etmek mi onun başarısına katkı sağlar?
Biz genelde birinciyi seçiyoruz eşinin fazla kilosundan şikayetçi olan “Ayı gibi oldun" diyerek ona kilo verdireceğini sanıyor, ya da kocasının sorumsuz olmasından şikayetçi olan kadın “Bi işi de düzgün yap, ne beceriksiz adamsın” dediği zaman adama o gün bir aydınlanma geleceğini falan düşünüyor. İşte bunların hepsi yanlış… Evllik karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış çerçevesinin içinde olmalı, bunu başaramayacaksa hiç teşebbüs etmemeli çiftler sonuç maalesef hüsranla geliyor, olanda o herseyde habersiz çocuklara oluyor, bölünmüş ailelerde yetişen çocuklar yaşadıklarını, kendilerininde yaşamaması için evliliğe soğuk bakıyorlar..
Ve maalesef iletişim kurmayı beceremiyoruz toplum olarak. Ben derim ki okullarda yabancı dil dersinin yanına gönül dilini de eklemek lazım neden derseniz en yabancısı olduğumuz konu artık gönül almak oldu.
Bu haftada bu kadar haftaya Haber caddesinde başka bir konuda buluşmak üzere kalın sağlacakla…
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ YAZAR…
Yorum Yazın