Odama çekilmiş sade kahvemi yudumlarken, bu hafta Habercaddesi okurlarıma ne yazayım diye düşünüyordum… Televizyonda hangi kanalı açsam karşımda haberler, ve haberlerin finali kadına taciz,
Niye olmasın, kadın olmak bu dünyada zor, aklıma can arkadaşım, can yoldaşım, Esin’in gözyaşları arasında bana anlattığı hayat öyküsü geldi de, benimde gözlerim doldu, onun öyküsünü sizlerle paylaşmak istedim. Filmlere senaryo olacak türdendi Esin’nin anlattıkları.
Hızlı adımlarda merdivenleri çıkmış, tam kapıdan içeri gireceği sıra, çantasını açmış karanlıkta anahtar arıyorken, Esin’nin telefonu çalıyor. Hangisi telefon, hangisi anahtar derken, öyle bir yere düşüyor ki, sağ ayak davul gibi şiş hani düz yolda düşmeyi de bırakın, durduk yerde bir düşüş bu, o acıyla artık kim arıyorsa arıyor, onu düşünen kim? Kendini içeri attığı gibi, sızlanıyor bir süre. Evde herkes uyumuş, gecenin onikisi, yaptığı spor da burnundan geldi ya, oksijen, merhem derken, biraz da rahatlamışken, yazı masasına oturup telefonuna bakıyor.
Kim aramış?
Arayan Taci, İş arkadaşı, daha doğrusu hem amiri hemde aile dostu gibi bir şey, “Acaba arasam mı?” diye düşünürken, tekrar telefon çalar.
-Hayırdır, beni aramışsın? “Ben de arasam mı?” diye düşündüm. Spordaydım, düştüm ama şimdi iyiyim” demesine rağmen, Taci soru yağmuruna tutmaya başlar,
-Sızladı mı?
-Acıdı mı?
-Kanadı mı?
-Canın yandı mı?
Gibi sorulara zar zor cevap verip telefonu kapattığı gibi köşesine çekilir.
Dizüstü bilgisayarını açar E-Maillerini taradıktan sonra, Taci yine yapışkan sakız gibi oradanda yazmaya başlar.
-Canın acıdı mı, sızladı mı, kanadı mı?
Esin çılgına döner, Bu ne yaaa!
Bu soruş, bu tavır hayra alamet bir duruma benzemiyor, hemen çevrim dışı olup, o amiri hakkında düşünür vardır bir bit yeniği ama ne?
Bir erkek, bir iş arkadaşı, niçin bir kadını bu kadar yoğun arar ki?
Esin’nin aslında sabrı çoktan taşmıştır da, kötü niyet aramak gibi bir şeyi konduramıyor gibi…
Ertesi gün, işyerinde Taci ile karşılıklı oturmuş konuşuyorlarken Esin açıkça sorar.
-Sabah senin telefonunla uyanır oldum, bilgisayarda ilk gördüğüm mesaj senden ve bu hep böyle. İyi geceler dilemeden yatmıyor gibisin bu nasıl bir şey? Bunu ilk defa dün gece bilinçli olarak fark ettim… Hoşuma gitmiyorL
-Gözlerime bak!” der Taci
Esin bakmaz…
-Bir kez bari suratıma bak!” demesi, bardaktaki suyu taşırmıştır bile.
-Sen ne demek istiyorsun?” diye sesini yükseltir Esin
-Sus!” der. “Bana bak” zaten o hep sakin ve bir yandan çayını içerken, diğer yandan konuşur.
-Hayatta tek güvendiğim kadın sensin.
-Ben mi?
-Evet Sen!
-İyi de herkes bana güvenir, kimseye kötülük etmem ki.
-Seni her gün görmek istiyorum” der.
Esin ani bir şok geçirir böyle bir şeyi rüyasında görse inanmaz.
O herkesin sevip saydığı, güvendiği, iyi niyet abidesi, saygın bir adam mı söylüyor bunları?
Hayır! Gerisi gelir tabi…
Tam yerinden kalktı gidecek,
-Otur!” der adam.
Tekrar oturur.
-İstediğim şu; görmekle de bitmez, telefonla, mesajla hep ama hep senle birlikte olacağız.
-Ya da devrileceksin…
Çıldırmış bu resmen ve kalkıp gider.
Eve gelmiş sinirinden titriyor artık dünyanın hiçbir yerinde böylesine profesyonel bir canavar görmemiştir. İyi gözüken, kötü duygular planlayıp, sırf bu yüzden nefes alıp veren bir insanla Empati bile yapmak mümkün değil elbet, Esin’nin son zamanlarda onunla ilgili tespitleri böyledir.
O günden itibaren, her ne kadar uzaklaştıysa da, takipler, tacizler, ardı kesilmeyen moral bozmalar, yıpratmalar tam bir yıl devam eder baktı ki tık yok, sıra intikam almaya gelecek.
Aslında Esin , haksızlıklar karşısında susmayı değil, çıldırmayı tercih eden bir karakterde olması nedeniyle kaybedecektir de…Kaybetti zaten.
Şu adama bakın! Dolaylı da olsa, resmen bana secde edeceksin, diyor, kadın etmiyor. Her ne pahasına olursa olsun, etmemeli de.
Esin’i işinden, gücünden, çevresinden etti etmesine, kadının etrafındaki herkese masumane mesajlar geçerek bayağı bir yanılttı insanları, amacına ulaştı da.
Şu var ki; ilahi adalet çok yakında, yeter ki insan kişiliğinden taviz vermesin. Bana öyle geliyor ki; asıl kazanç burada.
Peki ya bu durumu bilip de susanlar, niçin mi susuyorlar?
Menfaat!
Onu reddetmek, her kula nasip olur mu zannettiniz? Ne diyeyim masum görünüşlü canavarlara yazıklar olsun…
Bu haftalıkta bu kadar , kalın sağlacakla
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ-YAZAR
Yorum Yazın