İyi günler Habercaddesi okurlarım, gelde özlem duyma dedik demesine ya, düşünüyorum da eskiden herşey ne kadar güzeldi.. çok sevdiğim, çocukluğumun yan yana, hep birlikte, neşe ve kahkaha ile geçtiği çocukluğum,
Telefonum acı acı çaldı, elim titreyerek açtım, bir arkadaşımın vefat haberini alınca derinden sarsıldım ve bir kez daha anladım ki gerçekler ölümlüydü bu sebeple de masallar değil insanlardı bir var olan, bir yok olan…
Işıklar içinde uyusun arkadaşım , arkadaşımı düşündüğümde çocukluğum, çocukluğumuzu özgürce yaşadığımız, köyüm aklıma geldi. O zamanlar renkli kanal kanal tv.ler yoktu, herşey siyah beyazdı ama, bizim hayatımız daha renkliydi, tutumluluk çağıydı, yanan iki lambadan biri söndürülür, eller sabunlanırken musluk kapatılır, kurşun kalemler bir arpa boyu kalana kadar kullanılır, bayat ekmekler biriktirilip papara yapılır, günlük pantolonların dizlerine yama dikilir, kaçık çoraplardan paspas yapılırdı.
Tutumluluk meziyetti, taktir edilirdi, ama marifet yiyecekten kısmak değil, israftan kaçmaktı, varlıklı olduğunu belli etmek, soylu ailelere yakışmazdı gösteriş ayıptı ama sıra misafir ikramına gelince, sunulan yiyeceklerin bolluğu gösterişe, varlığını ortaya koymaya değil, misafirperverliğe yorulurdu.
Komşu kapısının tokmağı hızlıca vurulur, cumbalı pencereden kafasını uzatan Hafize teyzeme seslenir “Bir maniniz yoksa annemler size gelecek, derdik “Annemler” ! Kaç tane “annemiz” var ki, niye “Annemler gelecek” diye çoğul kullanırdık, hala aklım almaz… lafın gelişi demek ki…
Herkesi bilemem de ben eskiden daha mutluydum, evde bir soba yanar tüm aile o odada ısınırdık, şimdilere bakıyorum da tüm odalar sıcak ama aile fertler arasında bile soğuk rüzgarlar esiyor.
Eskiden kalbinin güzelliği yüzüne vurmuş, çok güzel insanlar vardı ve artık dipte kalan kırıntıları kaldı o güzel insanların...
Üzerinden yıllar geçse de, dünya hep değişmeye devam etse de, hayatın bize söyletmekten asla vazgeçmediği sözdür eski günler. Eski günlerdeki yaşanılanlar, mutluluklar hatta acılar bile şimdilerde aranır oldu. Mutlu günlerimiz hep eski günlerde mi kaldı? Yoksa geçmiş günlerimiz hep mi güzeldi?
Kim ne dersi desin, ben eskiye özlem duyarım, güzeldik biz eskiden, çok eskiden, çok güzeldik.
Yürekler iç içeyken...Düşeni kaldırırken, Bir lokma ekmeği bölüşürken... Acıyı, mutluluğu paylaşırken...
Komşularımızın yanından selamsız sabahsız geçmezken... Yardımlaşmanın ne demek olduğunun bilincindeyken... Menfaatsiz, çıkarsız sevgiyi yürekten verirken... Sevmek, sevilmek ayaklar altına alınmamışken... Şimdi bunların hepsini unuttuk. Güzeldik biz eskiden, ama çok eskiden...!"Şimdi neden bu kadar çirkinleştik.? İşte yüreğimi kavuran da bu … sahi niye bu kadar çirkinleştik !
Haydi kallın sağlacakla, haftaya başka bir konuda buluşmak üzere canım okurlarım …
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Harika bir yazı. Çok duygulandım. Kaleminize yüreğinize sağlık…
Sara Gül Özpak
16-07-2024 10:26