Günlerden hangisiydi hatırlamıyorum … Ama sıcak bir yaz günüydü… Üsküdar’da sımsıkı tutunabileceğim, arkasından iz süreceğim bir şeylerin arayışındaydım, ılık ılık yüzümü yalayan melteme inat Salacağa doğru yürüyordum, karşımda tüm muhteşemliği ile kız kulesi adeta göz kırpıyordu… eh yorulmuştum da, karşımdaki küçük koruda biraz dinleneyim dedim…
Bir çift spor ayakkabı takıldı ayaklarıma, kafamı çevirdiğimde ise bir sundurmanın üstünde oturmuş, yirmisinde var yok, tertemiz, beyaz kot ve tişörtlü bir delikanlı… yanına gittim, yardım etmek istedim,
-Birşeyin var mı dedim yana devrildi, baktım ki artık birşeyi değil, hiç bir şeyi yoktu!… Kendisi de, Ruhu da, Varlığı da.. Düşürmüşlerdi şerefsizler; pırlanta gibi çocuğu uyuşturucu tuzağına….. Baktım baktım uzun uzun baktım, evladım yaşındaydı… gözlerimden iki damla yaş süzüldü…
Kendimi toparladım, gözyaşlarımı sildim, telefonuma sarıldım Ambülans çağırdım… Çağırdığım ambulansta ki görevliler önce ayakları ile dürttüler "insanlığı" nefes alan hiçbir canlıya yapılmaması gereken bir şekilde, utanç duydum, isyan ettim, , ama çocuk "düşmüştü" bir kere, Nabzına baktılar... Sonrada birbirlerinin yüzlerine …. Kendi kendilerine konuşmaya başladılar, biri polis çağıralım dedi, demeye de gerek kalmadı zaten polis arkalarından gelmişti
A4 kağıdına tutanak tutuldu, bu kağıda gencecik bir ömre EX OLMUŞ diye yazıldı..
Evet yanlış duymadınız EX OLMUŞ !…
Polis çocuğun cebinden pahalı akıllı telefonu çıkartı, bir mesaj vardı, annesi atmıştı “Baban çok kızacak” yok yok babası artık kızamayacaktı, Anne yüreği işte mesajına yanıt alamayıca uzun uzun bıkmadan telefonunu çaldırıyordu, polis dayanamadı açtı telefonu… Ne desin ki polis onu dünyaya getiren nadide bir çiçek gibi üzerine titreyen anneye ne diyebilirdi … Cevap verdi, “Oğlunuz düşmüş, taksiciler haber verdiniz hastaneye gidiyoruz, acilen gelmeniz gerek ……
Offff offffff hayatımın en acı günüydü… sedyeli getirdiler üstüne beyaz çarşafı çektiler… Ambülans acı sireni çalan çala gözden kayboldu….
Çöktüm kenera hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, gencecik, pırıl pırıl bir delikanlı hayatının baharında kız kulesine baka baka elveda demiştir, oysaki o kız kulesine kız arkadaşının elele gelir geleceğin hayallerine yaşardı… Sentetik tuzağı adeta bir örümcek ağı gibi o gencecik yüreğide düşürmüştü ağına…
Yazarken bile duygulandım, ne olur evlatlarımızı koruyalım bu uyuşturucu denen lanet olası maddelerden…
Kalın sağlacakla
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın