Esin ablamı tanımanızı isterdim, o güçlü bir kadındı.
Babasını tanımıyordu, çok küçük yaşta, kaybetmişti, annesi yetiştirdi Esin ablamı gerçi o da şimdilerde rahmetli oldu ya, sağlığında ablama çok iyi öğütler vermişti.
“ Güzel kızım bak ben bugün varım yarın yokum, onun için sen kendini hayata tek başına hazırla, sen aciz değilsin kimseden yardım beklemeden kendi sorunlarını kendin çözebilirsin, Unutma bugün sana yardımcı olanlar, yarın yanında olamayabilir. Ana, baba, kardeş herkese misafir, kocasa tamamen şans. İyi diye gidersin, Evlenir mutlu yuva kurmak istersin, kötü çıkar. Kötü diye gidersin iyi çıkar insanlar. Sonunda herkes herkesi anlar, ne fayda ki başa dönülmez. İşte o film hiçbir zaman tekrar tekrar izlenmez, onun için sen kendini hayatta en kötüye göre hazırla kızım.
Zor durumda olana, daha iyi durumda olanlar görünüşte acır, içinden de ben ondan daha iyi durumdayım diye sevinir .Kime derdini anlatmaya kalksan; o döner sana hava atar, içinde onunda ne dertleri vardır fakat sen anlattığın, o anlatmadığı için kendini senden üstün tutar sen sen ol her derdini, her önüne gelene anlatma. derdini en iyi sen bilirsin, en iyi merhemi de kendin yaparsın.
Üzüntülerin içinde kaybolma, hemen telaşlanma aradan zaman geçsin bak o zaman aynı şekilde canın yanıyor mu. Kararını hızlı verme. Hızlı giden at tez yorulur, yolunu da kolay şaşırır. Normal ama hep kontrollü git..
Herkes bir gün hata yapar, hatta yere düşer. Sen böyle bir sorun yaşarsan eğer ; düştüğün yerde , panikleme, el alem ne der diye saklanma, derhal ayağa kalk ve üzerindeki çamurları, tozları silkelen, daha da güçlü olarak yoluna devam et. Sen doğru gittikçe önünde yollar çatallaşır, dikenler ayaklarını, ellerini yırtar, yılma , korkma , gözün ve aklın sana doğru yolu gösterir.
Eğer başarılı olursan önce kadınlar seni kıskanır. Erkekler ise zaten başarılı kadından haz etmez. Kadın başarılı olursa erkek bunu gurur meselesi yapar ezilir, erkek başarılı olursa kadın kendi başarısı gibi abartarak övünür.. Ikisi de yanlış. Bunlara hazırlıklı ol, her zorluğa rağmen sen çalışmaya devam et.
Paranı kendin kazan, insanın en rahat yediği yemek, kendi parası ile kazanılan yemektir. Başkalarından yardım almak zorunda kalırsan o kişiyi iyi seç, çünkü bu acı günlerini yüzüne vurmak için can atarlar, gün olur canım dediğin canlar bile eğer sana bakıyorsa, bunu başına kakar, insan yükü ağır olur kızım, gün olur zoruna gider, onunla yediğin lokmalar boğazına dizilir.
Dik dur kızım dik dur, kendi evin olsun, kapısını kendin aç, kendin kapa, kimse bu ev benim diye kapına gelmesin. Mutlaka da mesleğin olsun ve sonuna kadar çalış. Bak o zaman nasıl selvi ağacı gibi dimdik başın yukarıda olur.
Kızım kadın aciz değil, güçsüz hiç değil, sadece anaları onları öyle büyütüyor. Her doğan kız sanki prenses gibi pamuklara sarılıp, korunuyor. Bu kadar prenses kıza , o kadar çok prens yok, yaşanacak saray yok, daha sonra da kız büyüyünce herkes yanından yok oluyor.
Bak etrafına pek çok kadın; kocasından, sevgilisinden, kayınvalidesinden, görümcesinden, eltisinden, hatta komşusundan bile şikayetçi hepsi haksızlığa uğradığını iddia ediyor hep bir başkalarından beklenti var ben nerede hata yaptım, yada neyi yapmadım , yada ben hatalıyım diyen bir kadın gördün mü ? Varsa da çok az...
Ne yazık ki; insan yalnız doğuyor, yalnız yaşıyor ve yalnız ölüyor. Etrafında olanlar sürekli değişiyor. Önce anne baba, sonra eş, sonunda da evlatlar, torunlar.. Hepsi de düşününce ne kadar farklı ..
Kızlara önce anneleri, sonra da kendileri haksızlık yapıyor farkında bile değiller. Hayat gül bahçesi ise o güllerin hepsi de dikenli.. Bu sebeple hep Gül'ü görmek , diken eline batıp canını yakana kadar güzel ...Doktor hastaya yanlış teşhis koyarsa o hasta tez ölür .. Olaylara hep mantıklı ve çözüm odaklı bak..
Sen beni dinle ve söylediklerimi kulaklarına küpe yap. O zaman başarırsın..
Ve o kız denilenleri harfiyen yaptı. Güçlü, başarılı ve kendi ayakları üzerinde duran bir birey oldu.
Önce işyerinde erkek mesai arkadaşları onu çekemedi onlara karşı güvensizlik içine hep tetikte oldu. Sonra kadın mesai arkadaşları onun erkekler dünyasında kazandığı zaferlere bakıp ; içlerinden imrenip, dışlarından onlarda kıskandı. Akraba ve tanıdıkların kızları ise ondan uzak durdu . Çünkü artık konuştukları konular bile çok değişikti ve aileleri onun başarılarını anlattıkça onlarda ona karşı kinlendiler.
Erkek kardeşleri onun kadar iyi yaşama sarılamadı. Gözlerinin önünde aciz gördükleri kız kardeşleri onların başaramadığını başardığı için onlarda onu içten içe kıskandı.. Hatta ona kızdılar , çünkü kardeşler arasında çıtayı en yükseğe o koymuştu...
Evlendi eşi geçen süreçte kendisinden hiç bir beklentisi olmayan güçlü ve sorunlara çözüm üreten eşini eş gibi değil de kendisine rakip gördü, evlilikleri yıprandı. Kadın duygu bitti diye ağlayıp sızlamadan anlaşmalı boşandı, çekti gitti. Adam şaşkındı, anası ona ; "ben sana yumuşak başlı, sana muhtaç olan bir kızla evlen dedim. "Dedi.
Sonuç ; Selvi gibi başı yukarıda dik ve mezarlık ağacı gibi sessiz ve yalnız oldu.
Anneler ; oğullarını da bu güçlü kadınlara uygun yetiştirmezlerse bu kadınlar hep zor anlaşılır, zor kadınlar olarak yaşamlarını sürdürür.
O prenses olan kızlar ise ; Hep acizi, zavallıyı oynadı. Kocasına, çocuklarına ve kendisine menfaat sağlayan herkese minnet duydu, alttan aldı, şiddet gördü sakladı. Geceleri ağladı, gündüzleri göz altı morluklarını kalemlerle, kremlerle kapatıp, yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. Her evi bir tiyatro sahnesi yapıp, kendi perdelerini kendileri açıp kapadılar, seyircileri de yalnız olan iç dünyaları oldu. Iyi oyuncuydular, herkese ayrı oynadılar, nabza göre şerbet verdiler .. Amaç ağızlarının tadı bozulmasındı... Kan kusup kızılcık şerbeti içitim denir mi ? Dediler..
Sonuçta ; En çokta geceleri onlar ağladılar, gözyaşları ile yastıktaki pamuklar sarardı.
Kocalarına, evlatlarına, torunlarına kendilerini adadılar, lakin onlar onların kıymetini, değerini hiç bilmedi. Yaşlılıklarında yaptıkları fedakarlıklar için pişman olup, boşuna geçen yıllara hayıflandılar...
Kadın birey ve eşit olmadığı sürece bu kısır döngü, güneşin doğuşu ve batışı gibi devam edecektir ..
Belki sadece farklı olmak zorunda olmadan yetişebilselerdi.. Anneler tüm çocuklarını kız erkek ayırmadan büyütse farklı olabilirdi ..
Nurlar içinde uyu Esin ablam
Haftaya başka bir yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın