Hava bugün kasvetli havanın durumuna ayak uydurup kasvetli bir konu seçiyorum.
Kahvemden bir yudum aldım yazıma başlıyorum.
Bugün şeytanlığım üzerimde, baştan bunu söylemem gerek.
Aslında kafanızdaki bütün yerleşmiş fikirleri alt üst yapıp, duygularınızı alabora edesim var.
Duruyorum, düşünüyorum, hani derler ya ne şiş yansın ne kebap, suya sabuna dokunmadan yazmak istiyorum hemcinslerim çoğunlukta olsa da erkek okurlarım da var benim, eşit davranmalıyım.
O halde geçen yazımda “Kadınlar neden aldatır”ı işlemiştik, bugünde “Erkekler neden aldatır”ı irdeleyelim.
Bu yazı benim için biraz zor olacak :)
Peki erkek neden aldatır !
Aldatma, birçok ilişkiyi derinden etkileyen karmaşık ve hassas bir konudur.
Özellikle evlilik veya uzun süreli birliktelikler de aldatma, partnerler arasında güvensizlik, kırgınlık ve duygusal kopukluklara yol açabilir.
Peki erkek neden aldatır? Bu sorunun yanıtı tek bir faktöre indirgenemez; çünkü aldatmanın ardında çeşitli psikolojik, duygusal ve sosyal sebepler yatmaktadır.
Evlenmiş ama boşanmayı becerememiş bir arkadaşımın sözleri hala kulağımdaydı.
-O imzayı atmak kolay da, silmek çok zor. Eşin çıkıpta hakime: “Ben kocamı seviyorum, ondan ayrılmak istemiyorum” dediğinde, hakim kalemini kırıyordu.
Karar : “Boşanamazsınız” Buyur buradan yak.
Evlilik yemini ve imza , en başında hatayı yaptınız diyorum.
O nikah memuru size ebedi bir mutluluk dileyince inandınız belki de.
Hayırdır yoksa siz evliliği flörtlükle karıştırdınız mı acaba?
Herşey o imzayı atana kadar. Sonra, sonrası mı buyurun size bir hikaye!
Adam akşam vakti yemeğini yer yemez eşinin karşısına oturup, bir itirafta bulunmak istediğini söyledi.
Kadın zaten bir şeyler hissediyordu kendini toparlayıp kocasını pür dikkat dinlemek için karşısına oturdu.
Kadın gergin ve heyecanlıydı, o an banyoda olsa belki tükürecekti, futbol seyredenler bilirler, genelde sporcular ikide bir yere tükürürler heyecan ve gerginlikten yaparlar bunu .
Ve erkek konuşmaya başlar “Ben eski sevgilimi unutamıyorum sık sık buluşuyoruz.”
Kadın yutkunur ve adam devam eder. “Sana dürüst davranmak istiyorum çünkü vicdan azabı çekiyorum.”
Karşısında oturan o az evvel yutkunan kadın, sessizlikle lafın bitmesini bekler.
“Seni aldatmak istemiyordum” der adam.
Kadın bu lafın üzerine “Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum” diyerek banyoya gider.
Amacı zaman kazanıp ne cevap vereceğini düşünmektir.
Ve, tükürür lavaboya belki de bunu kocasının yüzüne tüküremediği için yapar.
Banyodan mutfağa geçer kendine bir bardak su alıp, tekrar yerine oturur, suyundan bir yudum aldıktan sonra konuşma sırası kadına gelmiştir :
“Benimle mutsuzsan zorluk çıkarmam ayrılırız. Ama şunu öğrenmek isterim, seni evinden uzaklaştırıp ona götüren sebep neydi, bunu bilmek benim hakkım diye düşünüyorum.”
Adam içinden dedi ki, “Evlendikten sonra, bana olan ilgin azaldı, ilk günlerdeki gibi değilsin, kendine hiç bakmıyorsun, hiçbir konu hakkında konuşamıyoruz. Evimde yalnız bir adamım ben“
Bunları karısına nasıl söyleyebilirdi, onu incitmek istemiyordu. Adamın sessiz kalışından aslında kadın cevabını almıştı.
Peki adam karısına söylemeyip aldatmaya devam mı etseydi, karda yürüyüp izini belli etmesemiydi?
Tabiki en ideali adamın böyle bir yasak ilişkiye girmeden evliliğindeki sorunları konuşarak çözüme kavuşturmasıydı, ama konuşmayla çözülemeyecek kadar büyük bir sorun varsa yasak yollara sapmadan boşanması daha uygundu.
Toplum aldatmaya ahlaksızlık ismini vermiştir, herkesin bunu böyle kabul etmesini isterken insanları kısır bir döngüye hapseder.
Koyduğu kurallarıyla, insanların ne yaşadığı, ne duruma geldiğiyle ilgilenmez. Her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakar.
Zaten dikkatle incelenirse, bazı insanların söyledikleriyle yaptıkları çoğu zaman örtüşmez. Bir markayı başkalarına kötüleyip, kendisinin o markadan başka kullanmaması buna güzel bir örnektir.
Aldatma benim kitabımda şöyle kabul görür:
Aldatmanın mutlak doğruluğu ya da yanlışlığı olamaz. Aldatmak madem ki her insanın doğasında var peki insan bunu neden kabullenemez?
İşte insan psikolojisi bu kadar karmaşık ve çelişkili demek ki.
Demek istediğim, aldatma konusunun doğruluğu yanlışlığını tartışmak gerçekten tuhaf.
Zira her aldatmanın bir hikayesi var. Ona kalırsa, sevmezken karısına seni seviyorum demek de nesi? Peki, bu da bir tip ihanet değil mi?
Yazsam daha da yazacağım ama, erkeklere de haksızlık etmeyeyim.
Habercaddesinde bir başka yazıda buluşmak üzere mutluluk ve sevgiyle kalın değerli okurlarım…
ESRA SONGÜLER
GAZETECİ -YAZAR
Yorum Yazın