Bazen bir ses, bir halkın yüreğinde yankılanır ve hiç susmaz. Bazen bir şarkı, bir kuşağın umutlarına köprü olur. Ve bazen bir insan, sadece bir sanatçı değil, bir dönemin sesi olur…
Bugün, Türkiye’de milyonlarca insanın içindeki derin sızı aynı:
Edip Baba, artık aramızda değil…
Ama gerçekten gitti mi? Şarkılarında hâlâ bizi kucaklayan, her sözünde cesareti, umudu ve sevgiyi taşıyan o büyük yürek, aslında hiç susar mı?
BİR SES, BİR DEVRİM, BİR UMUT
Edip Akbayram, yalnızca bir müzisyen değildi. O, halkının sesi olmayı seçmiş, bu yolda baskılara, yasaklara, türlü zorluklara rağmen asla susmamış bir direnişçiydi. Yoksul mahallelerin umudu, meydanların gür sesi, ezilmişlerin türküsüydü.
“Aldırma Gönül” derken, en karanlık hücrelerin içinde bile umudu yeşerten o oldu.
“Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” dediğinde, adaletsizliğe karşı dik duranların cesaretini körükleyen yine oydu.
“Güzel Günler Göreceğiz” derken, memleketin dört bir yanında hayal kuran çocukların düşlerine ışık tuttu.
O, sadece bir sanatçı değildi. O, bir devrimdi.
VEFAT DEĞİL, BİR MELODİNİN DEVAMI
Bugün, belki fiziken aramızdan ayrıldı. Ama aslında hiçbir yere gitmedi. Şimdi onun sesi, her sabah bir çocuğun radyosunda, her akşam bir sokak müzisyeninin gitarında, her meydanda umutla yankılanacak.
Onun şarkıları, her türlü baskıya karşı dimdik duran insanların dilinde bir marş olmaya devam edecek. Çünkü Edip Akbayram’ın sesi, yalnızca notalardan ibaret değildi. O, bir yaşam biçimiydi.
EDİP BABA, GÖKYÜZÜ SENİ BEKLİYOR…
Şimdi biz, gözlerimizde yaşlarla sana veda etmiyoruz Edip Baba. Çünkü sen, vedaların sanatçısı değildin. Sen umudun, direncin, inancın sanatçısıydın.
Gökyüzü seni bekliyor şimdi… Orada da “Güzel günler göreceğiz” diyecek misin?
Biliyoruz ki, o büyük sahnede, yıldızlarla dolu bir koroda sesin hiç susmayacak. Ve biz burada, bu toprağın her köşesinde, her sabah, her akşam, senin sözlerinle kendimize hatırlatacağız:
Güzel günler göreceğiz, Edip Baba…
Göreceğiz, değil mi?
Burhan AKDAĞ
Yorum Yazın