Doğruyu söylemek , dokuz köyden kovulmak mıdır?
Şimdilerde moda oldu bu davranış. Çoğu kişi ben doğruları söylerim diye böbürleniyor nedense , sanki herkes yalancı , bir tek o doğrucu, oysa yaptığı karşısındakini incitmek , onun kalbini kırmaktan başka nedir? Bunun altında yatan gerçek kıskançlığın ta kendisi değil midir?
Ah bu gönül bir kez kırılırsa bir daha tamiri mümkün müdür?
Bizlere öğretilen neydi? Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa tamiri imkansız …
Düşünmeden konuşma.
Hani şu boğazımız var ya suyu bile yudum yudum içtiğimiz… Kimine göre dokuz kimine göre yedi boğum… Her boğumda bir düşünür , yutkunuruz , bu karşımızdakini kırmadan , üzmeden ince düşünceyle yaptığımız bir harekettir , bize zaman kazandırır , sakinleştirir , ses tonumuzu bile yumuşatır .
Elbette herkesin kendi doğruları vardır ama bunu karşısındakine diretmek yanlıştır, şu konuşma dilimiz var ya ne kadar önemlidir bir gönlü yapmak varken kırmaya çalışmak …
Rahmetli annem derdi ki;
“Dünyanın en tatlı yemeği dildir. Ama en acı yemeği de yine dildir onu en güzel şekilde kullanmak da insanın kendi becerisidir , gönüle giden yol ne kadar uzun gelse de ulaşılan nokta da o kadar güzeldir ,”
Toplum olarak iyice dejenere oluyoruz , iyilik yapmayı , iyi olmayı unutuyoruz ya da bunu gösteriş olsun diye yapıyoruz , dostlar alışverişte görsün de …ama kötü söz söylemek de , kötülük düşünmek de üstümüze yok iyiliklerimizi gizlemek yok bunun reklamını bile yapıyoruz .
insanlar da birbirine hava atmak moda oldu , gittikleri mekan , alışveriş ettikleri mağaza , kullandıkları arabanın markası , at yarışı gibi çocuklarının isim yapmış okulları kısacası iddia üstü iddia …
Gündemde olmayı seviyoruz
Ah bir de akıllı telefonlarımız , akıllı saatlerimiz var ya ama gerçekten bu iki nesnede benden akıllı
Keşke bir de cemiyet içerinde o telefonlarımızı kullanırken düzgün konuşmayı da öğrenebilsek , yüksek sesle hatta bağıra bağıra konuşmasak , ben kendi adıma çok utanıyorum ve bunu gördükçe de kızıyorum, sessiz konuşmalar tarihin sarı yaprakları arasında kaldı , şimdi herşey ortada , o güzelim ilişkiler sokaklara döküldü , herkes tanımadığı kişilerin özel hayatlarını biliyor . Devir değişti adına çağ atladık diyorlar ya biz o güzel çağların çok gerisinde kaldık , selamsız sabahlara uyanırken kim kimi daha ne kadar kıracak hatta dost görünen o acı sözleriyle hangimizin kalbini kıracak düşüncesiyle yaşıyoruz .
Huzur ve saygı için de vitamin var mıdır acaba?
Sevgiyle kalın , hoşluklarla kalın .Haftaya Habercaddesinde başka bir konuda buluşmak üzere saygı ve sevgiyle huzurlu günler diliyorum okurlarım. Hoşçakalın.
FATOŞ ACAR
GAZETECİ YAZAR
Evet dil kalbin aynası hepiniz güzel kullanabilmeyi bilmeliyiz çok keyifle okudum yazınızı emeklerinize sağlık
Arzu Özcan
28-02-2025 05:14