1999 Adapazarı depreminin acılarını yaşadığıman, büyük İstanbul depreminden çok korkuyordum, halende oturduğum sitenin zeminin statik plan ve projelerinde günümüzde popüler olan Prof.Ahmet Ercan imzası vardı…. Seneler geçse de o korku içimizden geçmemişti, bir gün hastaneye doktora muayeneye gitmştim, tahlil laboratuarının önünde Ahmet hoca ile karşılaştım, hemen aklıma oturduğum yapı geldi yanına gittim selamlaştıktan sonra soruyu patlattım…
-Hocam ben ….. Evlerinde oturuyorum, projelere baktığımızda zemin planlarında sizin imzanız var, Büyük istanbul depremininden korkuyoruz, sizce güvenilir sitedemi oturuyorum …. Döndü bana dediki
-Ben zeminin jeolojik yapısına bakıp oturduğun siteye 9 katlı bina yapılabilr dedim, oturduğunuz binayı ben yapmadımki… bilemem ki müteahhidin projeye uygun demir, beton kullanıp, kullanmadığını…
-Haklısınız hocam dedim ve baktım ki laboratuarda benim numara yandı koştum tahlil için kan vermeye…
Ve aradan uzun yıllar geçti, ben hala aynı evdeyim…. Allah korusun hocamın sözleri hala kulağımı çınlatıyor çınlatmasına… evet zemine güveniyorum da ya oturduğum devasa blok… işte onu bilmiyorum
Daha geçen hafta yaşadığımız büyük depremden sonra tv.lerde gözyaşlarımla izliyorum da Allahım ya göz yaşlarını tutmak mümkün mü… o çaresiz insanların çırpınmaları… o enkaz altında hayata tutunmaya çalışan bir çift göz… Aman Allahım ne acı…
Ah bu insan oğlunun para hırsı, ah bu domuzdan bir kıl kopartırsam kardır felsefesi ah… Nice canlara maloldu ben bu yazıyı hazırlarken aramızdan ayrılanların sayısı çoktan otuz bini aşmıştı bile ve her geçen saatlerde daha da artacağı kaçanılmaz gerçek
Hiç unutmam evladı Japonya’da yaşayan bir arkadaşımın sözlerini; Birgün konuşuyoruz, laf depremden açılmıştı, döndü bana -Bilirmisin Seçil dedi , Japonyada sürekli deprem olur, yetkililer uyarırlar “Deprem anında kapalı alanlara sığınınız, dışarıda kafanıza tabela düşebilir… Bizde ise tam tersidir, -Deprem anında dışarı kaç… Peki niye… çok basit adamlar yapılarına o kadar güveniyorlar ki onun içi dışarı çıkma sallanan tabelalar kafana düşer yaralanabilirsin diyorlar… Bizde ise binaların sağlamlığına güvenemediğimzin açık itirafıdır….
Offff içim karardı … Dışarısı soğuk hemde çok soğuk… kombinin ayarı sonda, içerisi sıcak ama ya orası … ya orada o beton blokların, molozların altında bir yanda açlık, susuzluk, diğer yanda karanlık, soğuk, yaşam mücadelesi veren masum insanların hayata tutunuş çabaları… TV. Ekranlarında bunları izledikçe içim kararıyor, lokmalar boğazımda düğümleniyor… Bir bardak su bile geçemiyor boğazımdan, Allahım sana inanır, sana sığınırım, yalvarırım şu masum insanlara dayanma gücü ver… Bilirim ki bir insanın acısını kendinde hisseden insandır….
İçim acıyor içim… Bugünde üzdüm sizleri kalın sağlacakla dostlarım …
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ-YAZAR
Yorum Yazın