Güven duygusu apayrı bir duygudur, öyle herkese güven olmaz bir arkadaşımın sözünü hiç unutmam, derdi ki “İki göz birbirine inanmamış, Allah aralarına burun koymuş” belki komik gelebilir ama gerçekte düşündürür…
Balkonumda yine bir sabah biricik kızım Berfunun yaptığı kahvemi yudumlarken anılara daldım gittim, İnsan çok kez yalnız kalmak istese de, gün gelir sorunlar boyutunu aşınca patlama noktasına gelebilir, işte o zaman bir dost, bir arkadaş arar; bir bardak suyu, paylaşabilecek, seninle birlikte ağlayıp, birlikte gülebilecek, gerektiğinde ekmeğinin yarısından fazlasını seninle paylaşabilecek bir arkadaş, arkadaştan da öte dost can dost… Yok değimi yok kalmadı böyle biri der gibi düşünüyorsunuzdur şimdi… hayır, hayır var işte böyle bir dost, böyle bir can arkadaş…..
İsmi önemli değil, ne yapacaksınız ki, dedektifliğe soyunmayın, boşuna kürek çekersiniz, o zaman öykümü dinleyin… Biz onunla yıllar önce aynı çatı altında çalışmıştık, sonra yollarımız ayrıldı, birbirimizde telefonlarımızda olmadığından, koskoca İstanbul’da karşılaşmamız imkansız gibiydi, birgün sosyal medyada karşılaştık aynı camiadan vefat eden ortak bir arkadaşımızın ardından kısa bir yorumla duygularını yazmıştı…
Aradan yıllar geçse de adını unutmam mümkün değildi, çünkü biz geçmişte çok iyi, hatta iyinin de çok ötesinde bir arkadaştık… O da benim o ortak gazeteci arkadaşımızın ardından yazdığım yorumu görmüş olacak ki mesaj attı, “Merhaba Seçil, hani derler ya dağ daha kavuşmaz ama insan insana kavuşurmuş, beni unutmadınsa nerede kalmıştık diyelim mi, telefonumu veriyorum ve sesini duymak istiyorum, ararsan mutlu olurum, aramazsan saygı duyarım”
Hemen telefonunu rehberime kaydettim ve heyecanla aradım, bekletmedi açtı, bu koskoca geçen 17 yıl öyle anlatmakla bitmiyordu, kısa bir sohbet ve en kısa zamanda bir kafede buluşma, herzaman ki kibarlığından, inceliğinden birşey kaybetmemişti. Gülü çok sevdiğimi bile unutmamıştı, bir buket gül ile yanıma geldi, tabiki yıllar ikimizden de intikamını almıştı, saçlarımızı ağartmıştı, yüzünde çizgiler belirginleşmişti, olsun, biz öyle bir sohbete daldık ki, o koskoca 17 yılı bir çırpıda anlattık, kahvelerimizi yudumlarken bazen hüzünlendik, bazende kahkahalarla güldük, biz o yıllar aynı gazetede çalışıyorduk, sonra yollarımız ayrılmıştı, ben gazeteciliği bırakmış bir kamu kuruluşunda farklı bir görevde çalışıyordum, o ise değişik gazetelerde çalışmış, sonunda emekli olmuştu, bu sürede evlenmiş hatta birde oğlu olmuş fakat maalesef eşini geçen yıl Kanserden kaybetmişti… anlatırken gözyaşlarını tutamadı…
Ve bir lafı hafızama kazınmıştı… Üstüne basa, basa büyük harflerle bana şu sözü verdi “BANA GÜVEN SEÇİL, EN ZOR GÜNÜNDE BİLE SENİN YANINDA OLACAĞIM“ demişti,
İnsanlara güvenmek hele ki bu zamanda çok zordu, hayatta çok darbeler yemiştim, insanlara karşı güvenimi yitirmiştim ama içimden ses bana “ONA GÜVEN SEÇİL” dedi ….
Güvendim, birbirimizin tüm sırlarını paylaştık, öyleki gün oldu o zor durumda kaldığında ben onun maddi, manevi yardımına koştum, gün oldu o benim tek bir telefonumla tüm imkanlarını zorlayarak, ekmeğinin ikiye bölüp bana uzattı, benim dertlerim onu üzdü, onun dertleri beni üzdü, gün oldu ikimizde kahkahalarla güldük, İşte benim güvendiğim tek dostum o , bazen fikirlerimiz birbirine ters düşer, tartışırız, hatta çocuklar gibi küseriz de ama bu kısa sürer, whatsApp’tan bir mesaj, “ Biz birbirimize küsmeyelim, ikimizde hatalıydık, ben kendi adıma senden özür dilerim“ der aramızdaki buzlar eriyiverir…
İşte böyle dostlarım böyle güvenilir bir dostla, bir arkadaşla karşılaşmak oldukça zor, belki de büyük şans ama, ben şanslıyım, inşallah hepinizin tereddütsüz güvenebileceğiniz dostları, arkadaşları vardır, kalın sağlacakla…
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın