Veysel demiş ki ;
“Güzelliğin on par' etmez
Şu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulaman
Gönlümdeki köşk olmasa”
Veysel demiş ama gerçek hayatta acaba öyle mi?
Bir yerde okumuştum, güzelliği başına bela olan bir kızımız dert yanıyordu,
" Güzelliğimin avantajını yaşamadım hatta bazı iş başvurularında güzelliğim yeteneğimin önünde görüldü reddedildim, dezavantaj olarak karşıma çıktı ! "
Düşünmemiz gerekir, bence güzellik avantaja ya da dezavantaja dönüştürülebilir!
Örnekle anlatmak gerekirse, İlyas Salman çirkinliğini avantaja çevirip Türk sinemasında güzel bir yere yerleşmiştir. Yakışıklılığı tartışılmaz olan Rahmetli Tarık Akan bu yakışıklılığını avantaj olarak kullanmıştır.
Bu örnekleri çoğaltabiliriz, avantaj ve dezavantaj olarak kullanmak kişiden kişiye değişir.
Bir ortamda gözler hep güzellerin üzerindedir.
Bazen farkında bile olmadan çarşıda, toplantıda, etkinlikte, onlarca kişinin arasında göze çarparlar.
Hiç tanımadığı kişiler tarafından sırf kıskanıldıkları için eleştirilip, yaftalanırlar.
İnsanlar onların haberi olmadan kaderlerini yazıp çizerler ve onlar hakkında karar verirler.
Bu kıskanç insanlardan kaçsalar da kurtuluşları yok.
Eski çağlarda da bu böyledi,
Mısır hükümdarlarından Kleopatra’nın hikayesini bilmeyeniniz yoktur, uzun uzun yazıpta gözlerinizi yormayacağım.
Muhteşem güzelliği ile ünlü Kleopatra, Julius Caesar ve Mark Antony ile yaşadığı aşkları ile tarihe geçmiştir…
Klopatra’nın da güzelliği başına bela olmuştur, henüz yaşamın baharında 39 yaşında iken kendini zehirli yılana sokturarak intihar ettiği tarihçiler tarafından söylenmektedir.
Medusa’ya gelince öyküsünü daha önce köşemde anlatmıştım. Yunan Mitolojisi’nde güzelliği ile herkesi kendine aşık eden kadın, sonunda Tanrıların gazabına uğrayarak lanetlenmiştir, onun da güzelliği başına bela olmuştur.
Güzel kadınlar genelde yalnızdırlar.
Bunun nedeni nedir derseniz?
Kadınlar güzel kadınların yanında kendilerini kötü hissedip, komplekse girmek istemezler.
Erkekler de çok güzel bir kadına yaklaşmaktan genelde çekinirler.
Bir bakıma diğer erkeklerin gözü, aklı ve arzusu sürekli güzel kadının üzerinde olacağını düşündükleri için böyle bir riske girmek istemezler.
Zavallı güzel kadın..
Ama beğenilme içgüdüsü tüm canlılarda vardır.
Tavus kuşlarını bilirsiniz erkeği güzeldir, dişilerini etkilemek için kanatlarını açtıklarında, muhteşem bir görüntü oluşur, bundan dişisi etkilenir ve birlikte olurlar.
İşte olaya bu açıdan bakıldığında tabiki güzel kadınlar daha avantajlıdır.
Güzel kadınlara genelde hep ukala, kendini beğenmiş gözüyle bakılır, hani kitap okumayı sevmeyen bazıları vardır ya, kitabın dış yüzüne bakar, kapak güzelse, kitabı fakat okumaz onu kütüphanesine atar, oysa ki o kitabı okuyacak olsa eminim çok şeyler bulacaklardır.
İşte güzel kadınlarlar da böyledir, dıştan bakılınca öyle görünürler, asildirler çok erkek onlara yaklaşmak, iç dünyasını görmek için cesaret edemez, ama bunu başaranlar, güzel kadınların asla ukala, kendini beğenmiş, küçük dağları ben yarattım havasında olmadıklarını göreceklerdir eminim.
Güzel kadın denilince aklıma ilk gelen isim :
Amerikalı ünlü oyuncu, dansçı ve yönetmen Rita Hayworth’tır, 1940 larda “Dünyanın en güzel kadını” olarak bilinirdi.
Keşke hayatı da kendi kadar güzel olsaydı.
Rita fırtınalı bir yaşam sürmüş, hiç mutlu olamamış, hatta bir söyleşisinde şöyle demişti :
“Erkekler benimle Gilda ile yatağa girip, Rita olarak uyanıyorlardı, mesele de buydu “
Rita’nın fırtınalı hayatı, 68 yaşında Alzheimer nedeniyle son bulmuştu.
Güzellik Avantaj mı , Dezavantaj mı diye sorarsanız..
Derim ki; Yerine göre Avantaj, her insan beğenilmek ister.
Ama yerine göre de Dezavantaj, çünkü onlar genelde yalnızdırlar.
Kedi erişemediği ciğere mundar der misali hemcinsleri tarafından kıskanılırlar, yalnız bırakılırlar.
Habercaddesinde başka bir yazımda buluşmak üzere
Hoşça kalın, Hoşkalın
ESRA SONGÜLER
HABER CADDESİ EDİTÖRÜ
Yorum Yazın