Yarın en büyük bayramlarımızdan birini, 30 Ağustos zafer bayramımımızın 100. Yılını kutluyoruz… Evlerimizi şimdide bayraklarımızla süsledik, ayrı bir sevinç var içimizde… Bu zafer üstün bir çaba ve özverinin ürünüdür. Yaşlısıyla, genciyle; kadınıyla, erkeğiyle; Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı ve diğer tüm etnik unsurlarıyla tam bir Anadolu insanının zaferidir. Kolay elde edilmeyen bu topraklar, elbette ki kolay bir şekilde kaybedilmeyecekti. Düşmanların yıllarca, belki de yüzyıllarca süren entrika ve oyunları sonuçsuz kalacaktı, kalmalıydı. İşte, yaşadığı toprakları kutsal sayan her vatandaş bunun bilincindeydi. Canından, malından, evladından olma pahasına büyük mücadeleler gösterdi. Nihayet bu mücadelenin ilk meyvesini büyük bir zaferle 30 Ağustos 1922 tarihinde aldı.
Mondros Ateşkes Antlaşması ile beraber, itilaf devletleri hain plan ve hesaplarını uygulama çabası içine girmişlerdi bile. Ateşkese koydukları maddeler ile askerden, güçten, iletişimden yoksun bir toplum oluşturmak, mücadelenin önüne geçmek istiyorlardı. Sonradan imzalanan Sevr Antlaşması ile de bu toprakları tamamen bölünmüş, bitmiş olduğunu bizlere kabul ettirmek istiyorlardı. Ama hiç de düşündükleri gibi olmayacaktı. Özgürlüğünü, toprağını, namusunu canından, malından ve kanından üstün gören Anadolu halkı buna asla izin vermeyecekti, vermedi. Bütün vatanseverler ülkenin dört bir yanında uyandırma bilinçlendirme çalışmalarına başladı. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak olmak üzere, bu yola baş koyan insanlar çekinmeden çeşitli kongreler topladılar, genelgeler yayınladılar ve türlü seferberlikler başlattılar. Kurtuluş Savaşında her vatandaş taşın altına elini soktu. Kimisi canı ile kimisi malı ile türlü fedakarlıklarda bulundu. Kuvayi Milliye birlikleri her yanda savunmaya ve mücadeleye girişti. Çanakkale ve birçok yerde üstün başarılar elde edildi. Nihayetinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığındaki Baş Komutanlık Meydan Muharebesi ile birlikte düşman tamamen püskürtüldü ve böylece 1922 yılı Ağustos ayının 30’unda büyük bir zafere imza atılmış oldu.
Atamın önünde saygı ile eğilirken.. onun şu sözü her zaman kulaklarımı çınlatır “ NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Haftaya başka bir konuda buluşmak üzere kalın sağlacaklı
SEÇİL ESKİOĞLU
GAZETECİ - YAZAR
Yorum Yazın