Bir kara bulut, gri gökyüzü üstünde kapkara bulut,
bulutlar kapkara yağmurlara gebe..!!
Meri ile Ali
Ayrı hava, ayrı su, ayrı sitemler AMA YÜREK AYNI..!!
Dilinden anlamasam da, sana sevgimi anlatamasam da gel
ne olur gel; gel ve bende kal hem de bir ömür boyu…
Amerika’ya annesinin hastalığı için acilen apar topar gitmişti
kadın olgun yaşta ve oldukça güzel bir anneydi o..
Evliydi, eşi Almanya Bavyera eyalatine tayin edildiğinden beri
oğlu kızı ve kocası ile tam 3 yıldır orada yaşıyorlardı..
Almanlar’a derdini anlatamıyordu..
İngilizce bilen çoktu ama Amerikan İngilizcesini
hiç kimse anlamıyordu..
Askeri kurumun da yardımı ile bir markette yönetici oldu
yani kat sorumlusu gibi bir şey..
Temizlik ekibinde bir Türk vardı ki gördüğü günden beri aklından,
yüreğinden asla gitmeyen, çöreklenip oturan.. pis bir istilacı..
Tükler istilacıymış zaten; herkes öyle söylüyor..
Toprak istilası, kültür istilası, YÜREK İSTİLASI..!!
Menekşe hareli, gözlerle bakışlar..
Orta boylu sıradan bir adam ama istilacı bir adam..
Temizlik makinasını alıpta yerleri silmek için çalıştırmaya başlamadan
katta ki tüm bayanlar başına üşüşüyor, ne dilini anlıyorlar nede öfkesini
ama hepsi tam tekmil başında;
konuşmaya çalışıyorlar bilebildikleri kadarı ile almanca..!!
Adam kovuyor belli..
Her gün temizlik saatinde bu yığınak ve iş savsaklanması
Meri’yi çılgına çeviriyor ama adama da kızamıyor zira suçlular kadınlar..!!
Her seferinde Meri Amerikan aksanlı İngilizcesi ile
fırça kayıyor hemde herkese zavallı adamda bunlara dahil..
Ve bir gece eşine : tanımadığı bu temizlikçi Türk’e aşık olduğunu söylüyor..
Ne garip, oğlu kocasından daha da çok tepki gösteriyor..
O günün sabahına Meri, Alini eline yarım yamalak
Almanca yazılı bir ‘’parkta buluşma’’ notu sıkıştırıyor..
Adam dünyanın en mutlu erkeği; meğer onunda yüreği
istilaya uğramış tanımadığı bu Amerikan kadın tarafından..!! J)))
Evliliklerinin hukuksal birliklteliği sürerken Meri,
Ali’ye taşınıyor ama anlatamıyor bir türlü, ne hala evli olduğunu
nede istilaya uğramış yüreğini..!!
Her şey yarım, her duygu yarım;
yarım hissediyor Meri kendini ve Ali’yi..
Amerika’daki kız kardeşinin telefonu ile
annesinin çok hasta olduğunu öğrenen Meri,
apar topar yol hazırlıklarına başlıyor..
Ali endişeli, birlikte gidelim diyor ve
beraberce okyanus ötesine uçuyorlar.
Hasta yatağındaki anne sürekli eski damadını sorup duruyor
ama Ali hiçbirşey anlamıyor..
Gelecek planları iş, ev vs hazırlıklar tüm hızı ile sürerken
Merinin prosedür kocası çıkıveriyor Alinin karşısına ve
----- eski karım bir melektir, çocuklarımın da annesi lütfen ona iyi davran ..
diyor..!!
Ali şokta:
nitekim belli ki çocukların babası oldukça kaliteli biri..
Meri yakasından tutuyor eski kocasının ve ---- işte sen busun, mücadeleden yoksun ve hemen pes eden bir basiretsiz..!!
Selam ve saygılarımla
NAZENDE KAYA
ARAŞTIRMACI-YAZAR
Yorum Yazın