Yaş almak ya da yaşlanmak ki durdurmak, yavaşlatmak mümkün değil, acele davranıp hız vermek, hızlandırmak da. Yaratılmışlar içerisindeyiz ve yaşıyoruz. Yaşam devam ederken neyi nasıl yapacağız sorusu sürekli cevabını aradığımız değil mi ? Ünlü komediyen George Carlin’in yaşamlarımıza lezzet katmak adına önerilerine bakmak gerek, bilim adamı olmasa da hiç biri bilimden uzak ya da aykırı değil.
-Zorunlu olmayan sayıları çöpe atın.
Yaş, kilo, boy...
-Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun.
Suratsız negatif insanlara yaklaşmayın.
-Öğrenmeyi sürdürün.
El işleri, bilgisayar, bahçecilik.
Beyniniz atıl kalmasın.
Atıl kafa iblisin tezgahıdır.
İblisin adı da, Alzheimer'dir.
-Küçük şeylerden zevk almaya bakın.
-Sık sık, uzun uzun ve var gücünüzle gülün.
-Gözyaşları olacaktır...
Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin.
-Çevrenizi sevdiklerinizle doldurun.
Aileniz, kedi, köpek, kuş,balık, müzik, bitkiler... Ne olursa...
Eviniz, sığınağınız olsun...
Tadını çıkarın...
-Sağlığınızın kıymetini bilin.
İyiyse, üstüne titreyin.
Bozuksa, düzeltin.
Siz kendiniz düzeltemiyorsanız, yardım isteyin.
-Vicdan azabından uzak durun.
Çarşı pazarda gezin, ülkenizi ve
yabancı ülkeleri dolaşın.
Ama sakın suçluluk ve pişmanlık duygusuna
kapılmayın.
-Sevdiğiniz insanlara, onları sevdiğinizi söyleyin.
Her fırsatta sevdiğinizi hissettirin.
-Hiç unutmayın ki yaşam, aldığınız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür.
Yaşlılıktan ve Yaşlanmaktan korkmayınız...
Tadını çıkararak ve tadına vararak yaşamak, yaşamın en güzel şekli sanırım. Kontrolümüzde olmayan her ne varsa, irademiz dışın da hayatımıza giren nelerse, neşeli hale getirmek de mücadelemizin bir parçası olmalı. Hangi yaşa gelmiş olursak olalım, yaşadıklarımıza bakıp “kötü sayılmaz” diye tebessüm edebiliyor isek, ne mutlu.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın