İnsan olarak yaratılışımız gereği, karakterimizin de yönlendirmesi ile bir işe, bir projeye, bir eyleme, bir etkinliğe başlar ve bitiririz. İnsan için zor olan sonrasında eziyete dönüşme ihtimali yüksek olan yarım kalanlardır. Bilinç sahibi, kişiliği oturmuş seviye yakalamış her birey bu eziyeti çekmekten, yarım yamalak işlerden uzaktır, tahminim ekseriyetle böyledir. Yarım bırakmak, düşündüğümüz, hayal ettiğimiz ya da işimizin parçası, günlük rutinimizde hareketlerimizde dâhil yarım kaldığında beynimizde rahatsızlık oluşur, dününce sistemimiz içerisinde ki varlığı devam eder.
Yarım kalmış her eylem insanda ne, neler yapar diye “psikiyatr Bluma Zeigarnik” bir araştırma, çalışma yapmış. Zeigarnik etkisi; kişilerin tamamlanmamış veya bölünmüş-yarıda kesilmiş etkinlikleri, tamamlananlara göre daha kolay hatırladığını ifade eden psikolojik bir kavram. Sovyet psikolog ve psikiyatr Bluma Zeigarnik tarafından bir restoranda yapılan gözlem sonucu bulunmuştur. Sovyet psikolog ve psikiyatr Bluma Zeigarnik tarafından bir restoranda yapılan gözlem sonucu bulunmuştur. Zeigarnik, garsonların siparişleri sadece servis sırasında hatırladıklarını, servis tamamlandıktan sonra siparişi hafızalarından sildiklerini fark eder. Konuyla ilgili çalışmalar ve deneyler yapar. Yaptığı çalışmalarla; bitirilmemiş, sonlandırılmamış işlerin, zihni meşgul ettiği ve iş bitince, zihnin bu meşguliyetten kendini kurtardığı sonucuna ulaşır.
*
Kendimize dönelim ve yapılan bu araştırma ve ortaya çıkarılan sentezi kendi hayatlarımıza alalım. Başlamak ve bitirmek tüm hareketlerimizde de eylemlerimizde de temel doğru ve kuralımız olsun. Bu kuralı kendi kişiliğimizde var edemezsek, tavır, davranış ve eylemlerimizde uygulayamazsak beynimiz sürekli meşguliyet içerisinde gerginlik, stres seviyemiz artar. Gerginlik ve stres seviyemiz artarsa ne olur, yazmamda gereksiz, diğer eylem ve girişimlerimizde başarılı olamayacağımız gibi mutlu da olamayız daha doğrusu mutluluğumuz darbe yer, sekteye uğrar.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın