İnsanız, sağlığımız söz konusu olduğunda, cerrahi bir müdahale gerekiyorsa, kendi irademizle karar veririz ve ameliyat esnasında uyuşturuluruz. Evcil hayvanlar grubunda olsa dahi yaşantımıza bir arkadaş olması hasebiyle kedi, köpek sahiplenir, uysallaşması için de çaba gösterir gayret ederiz. İnsan olarak hayatımız boyunca neden uyuşuk yaşamaya razı olalım, neden tepkisiz, duygulardan ve reflekslerden soyutlanmış bir hayat tarzına sahip olalım ki? Hayat bizim ise tüm kararlar da elbette bize ait olacak, ağlamak, gülmek, endişe etmek, merak etmek, özlemek gibi. Başlıca duygusal tepkilerimizi ya da kabullenişlerimizi kendi aklımız ve irademizle yönetiyoruz ki, doğrusu da bu. Uyuşturucu türünde ki tüm materyal irademizi yok ettiği gibi sağlığımız için de büyük tehdit. Uzun zamana yayılan, uyuşturucu etkisi olan metadan uzak kalmak, uzak durmak da kendi irademizle aldığımız bir karar. Genel manada uyuşturucu zararlısından uzak durmamızı anlatırken, insan olarak uysallaştırılma gibi bir girdap içine girmeyi de doğru bulmayız. Sahiplendiğimiz hayvanlar için de düşünelim, köpek, köpek gibi davranacak kedi de kedi gibi, karakterleri belirgin, köpekten kuzu tavırları beklemek, abes değil mi?
Yaşadığımız hayat ve yaşamsal şartlar oluşturulurken, toplum halinde yaşıyoruz madem, yönetimde ki erkler neden duyarsız ve tepkisiz bir halkın oluşmasına çabalar ki? Dünya var edilirken, insan yaratılırken, insan dışında milyondan fazla canlı türü yaratılırken, sadece insana akıl verilmiş ki, etkili ve tepkili olsun. Uslu olmak, nezaketli olmak, yaramazlık yapmamak, kibar olmak manasın da ise kabul de, uslu olmak, diğer manasıyla us, akıl, akıllı olmaktır. Akıl ne uyuşturulmayı ne de insan kimliğinden uzaklaşıp uysallaştırılmayı kabul etmez.
Gelelim yaşadığımız günlere, insan olarak, yurttaş olarak, Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bizlere, kendimize şu soruları sormamız gerekmez mi? Uyuşturuluyor muyuz? Uysallaştırılıyor muyuz? Cevabımız evet, genellikle, kısmen, arada sırada, bazen, seyreklikle olsa dahi, bir de kendimize soralım, neden müsaade ediyoruz.
İnsanız aklımız var, duygularımız var, vicdan sahibiyiz, değerlerimiz var, kişilik sahibiyiz, doğrularımız, kurallarımız, meziyetlerimiz, hasletlerimiz var. Uyuşturulmak ya da kontrolümüzü basitleştirmek manasında, dayatmalarla, yasaklarla, korkutmalarla, tehditlerle, yalan yanlış anlatımlarla uysallaşmamızı isteyen zihniyet bir bakıma da uyuşturup evcil hayvan gibi ehlileştirmek mi istiyor. İnsan haklarının en başında özgürlük gelir, aklı, bilgisi, görgüsü seviyesi ile hür yaşamak. Umut etmek ve umut ettiği zirvede ki mutlu, sağlıklı, seviyeli, onurlu yaşama yaklaşmak. Tüm etiketlerimizi koyalım bir kenara, insanız, insan gibi yaşamak, insan olup, insan kalmak, daha da önemlisi yaşam süremiz bittiğinde dahi yaşamlarına dokunduğumuz her canlı tarafından insan olarak, iyi ve seviyemizce, mücadeleci kişiliğimizce hatırlanmak.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın