Yaşadığımız zaman, ömrümüzce harcadığımız süre, ilerleyen yıllarımız ve yaşadığımız, var olduğumuz zaman dilimi, arayışlar, tanımlamalar. Yaşımız kırk, elli oldu mu, geçtiysek yarım asır diye tanımladığımız süreyi, teselliler arama yaşında, uzun yaşanabilecek bilgi ve becerilere sığınma günlerimiz. Hepimiz uzun yaşamak ister miyiz? Uzun yaşamak istemek ki, içinde barındırıyor, görmek, işitmek, bilmek. Bildiğimiz ve sıklıkla kendimize söylediğimiz bir şey daha var “nereye kadar”.
Başlangıcı bilmiyoruz, sonunu bilmiyoruz, başlangıç varsa o başlangıçtan öncesi, son varsa o sondan sonrası. İnsan olarak akıl sahibiyiz de, neyi ne kadar algılayabilir, çözümleme yapabilir ki?
..
* ABD'de yapılan büyük bir araştırma şunu buldu: *
Bir kişinin en üretken yaşı 60 ile 70 arasındadır;
En üretken 2. insan aşaması 70-80 yaşları arasıdır;
En verimli 3. aşama - 50 ve 60 yaş.
Bundan önce, kişi henüz zirveye ulaşmamıştır.
Nobel Ödülü kazananların yaş ortalaması 62'dir;
Dünyanın en büyük 100 şirketinin başkanlarının yaş ortalaması 63;
ABD'nin en büyük 100 kilisesindeki papazların yaş ortalaması 71'dir;
Babaların ortalama yaşı 76'dır.
Bu, bir kişinin en iyi ve en üretken yıllarının 60 ile 80 yaşları arasında olduğunu doğrular.
Bu çalışma, NEW ENGLAND JOURNAL OF MEDICINE'da * doktor ve psikologlardan oluşan bir ekip * tarafından yayınlandı.
60 yaşında duygusal ve zihinsel potansiyelinizin zirvesine ulaştığınızı keşfettiler ve bu 80 yaşına kadar devam ediyor.
Bu nedenle 60, 70 veya 80 yaşında iseniz hayatınızın en iyi seviyesindesiniz.
..
Bir araştırma sonuçları bu şekilde sonuçları koymuş dünya insanları önüne. Ben yaştakiler için sinerji oluşturması, moral katması manasında iyi gibi de, yaşam şartlarımız, somut ve soyut sahiplendiklerimizle eşleşme sağlayabiliyor muyuz? Madden, maddi olarak gerekli altyapıyı oluştursak dahi, yaşadığımız toplum, insanlar bu yansımaya, ellili, altmışlı, yetmişli, seksenli yaşlarımızda üretici, keşfedici, üretkenliğimizi ortaya çıkarışımızı sağlamaya uygun mu? Doğadan koparılmışız, iletişim hallerimiz eksik ve yetersiz, dengesiz, vücut ve ruh sağlığımız sürekli tehdit altında ve dengeli düzleme getirmekte zorlanıyor ve ekseriyetle başaramıyoruz. Çok mu kötümser, karamsar mı yazdıklarım, yorumlama halim, haklı olabilirsiniz. Kötümser değil de, yaşadığımız şartları göz ardı etmeden karamsar bir bakış açısıyla yorumlamaya gayret ettim. Moralimizi artıracak tek tesellimiz, bizden sonraki nesiller bu farkındalığı sağlar ve sahiplenirse, mümkün. Günümüzde bu başarıyı sağlayan insanlarımız var mı? Evet, varlar, milyonda bir oranı dahi çok iyimser bir tahmin. Yazdığım yorumlama hali siz değerli okurlarıma bir kanaat ya da belirginlik, tespit ortaya koymuyor, farkındayım. İstediğimde, ulaşmaya çalıştığım da birlikte “saksıları çalıştıralım”, uzun ya da kısa ve ne kadar yaşarsak yaşayalım, mutlu olmayı ihmal etmeyelim.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın