Yazı başlığımdan tereddütlüyüm, “geniş açılı” da olabilirdi, “bütün seçenekleri görmek, bilmek, algılamak” da, neyse yazı başlığını okuyup geçmeyecekseniz anlaşırız nasılsa. Hayatımız da bir meseleyi anlarken, algılarken hep elimiz de şablonlar bulunuyor. Bu şablonlar, görüp, duyup, okuyup, gözlemlediklerimizle sınırlı, bir nevi ezber. Ezberlerimizden sıyrılamadığımız için olabilecekler sınırımız da dar. İnsanız sonuçta, her şeyi bilme lüksüne de yeterliliğine de sahip değiliz. Değerlendirmelerimiz de bu sahip olduğumuz kısır döngü içinde hareket ediyor, her zaman olmasa da farklı olanı, değişik olanı, enteresan olan ne varsa, sıradanlık taşımayan her şey için şaşırıyoruz.
..
Amerika’da mahkemede yargıç, tanık kadına kaç çocuğunun olduğunu sorar. Kadın “on” diye cevap verir. Adları sorulunca… Tanık kadın, yargıca; “David, David, David, David, David, David, David, David, David, David…” der.
Yargıç bu kez merak eder.
– On çocuğunuzun, onunun da adı David mi?
Kadın “Evet” deyince, yargıç merakla:
– Peki, çocuklarınız bahçede oynarken onları içeri nasıl çağırırsınız?
Kadın bu soruyu gülümseyerek yanıtlar:
– Ben yüksek sesle bir kez ‘David’ diye bağırırım, bir anda onu birden eve gelir.
Yargıç yine merak ve de kuşkuyla:
– Peki, yemeğe nasıl çağırırsınız onları?
Tanık kadın yine gülümser:
– Yüksek sesle bir kez, ‘David yemek hazır… haydi sofraya’ derim, çocuklarımın onu birden sofrada yerlerini alırlar…
Yargıcın merakı gittikçe artar:
– “Peki…” diye sorar bir kez daha. “İçlerinden yalnızca birine bir şey söylemek istediğinizde ne yapıyorsunuz?”
Tanık kadın bu soruyu da kolaylıkla yanıtlar:
– O zaman soyadlarıyla çağırırım..!
..
Hikâye farklı, bu doğru, bir doğru daha var, yargıç alıştığı şekilde, kendi bakış açısıyla, kendi ezberleri ile meseleyi kavramaya çalışıyor. Düşündü iseniz, kadının çokça evlilik yaşadığı meselesini eleştirmeyi rafa kaldırdı iseniz, akıllıca ve uygulama rahatlığı olan bir yöntem bulduğu için kadını kutlamak gerek.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın