Evet malum Sonbahar, doğa kısa bir dinlenme molası veriyor, biz de hem psikolojik hem fiziksel olarak bu adaptasyon sürecinden geçiyoruz. Alışkanlıklarımız da bizimle birlikte yerini diğerlerine bırakıyor.
Deniz, havuz, plaj günlerini geride bırakırken ruhumuzu besleyecek şeyler de şekil değiştiriyor. Giysilerimizin yanına ceketler, soğuk içeceklerin yerini sıcak bitki çayları alıyor.
Ben de bu dönemde biraz dizileri kurcalamaya başladım. Engin Günaydın’ın hem yazıp hem oynadığı, erkeklerin orta yaş dönemine geçiş evresini anlatan, biraz da esprili bir dille işlenmiş bir yapım olan Andropoz’u izledim.
Hemen hepimizin kendi aile ortamımızda şahitlik ettiği bir süreç aslında. Kadınlardaki Menopoz dönemi gibi erkeklerde de bir üst seviyeye geçiş evresi, belki de bu evreyi reddedişten doğmuş bir süreç.
Ben de Babamda bu sürece tanıklık etmiştim. Bizdeki değişiklikler, kullandığı parfümü normalden biraz fazla sıkmak şeklinde ve erkek modasını daha bir yakından takip etmesi şekliyle yüzey bulmuştu. Bununla birlikte babam zaten bakımlı ve şık bir beyefendiydi, dolayısıyla çok abartılı bir fark gözlemleyemedim. Elbetteki bu hal dönemsel ve sosyolojik yapı olarak da şekil değiştiriyor olabilir.
Diziye dönecek olursak; dizide üç erkek oyuncu üzerinde Andropoz’un sosyal ve ekonomik koşullarla birlikte farklı yansımalarını gözlemleyebiliyoruz.
Benim izlenimime göre en radikal değişim, Tamer Karadağlı’nın oynadığı Halit karakterinde gerçekleşiyor. Son derece maço, şiddete meyilli ve gücü elinde tutan bir karakter iken dizinin sonlarında hümanist ve dünya nimetlerinden elini eteğini çeken huzuru arayan bir karaktere dönüşüyor. Adres yine şaşırtıcı.
Ana karakterimiz olan Engin Günaydın’ın oynadığı Yusuf, dizinin ortalarına doğru biraz kafası karışsa da finalde huzuru ailesinde buluyor. Ve izleyiciyi mutlu edecek bir sonla dizi bitiyor.
Yan karakterler de yine hayatın içinden kişiliklerdi. Özellikle yeni kuşak çok başarılı işlenmiş, Yusuf’un kızı, oğlu, ve kız arkadaşı yanı sıra Turgut Tunçalp’in oynadığı Mahmut karakterinin ikiz kızları da oldukça gerçekçiydi. Sadece Andropoz’u yaşayan erkeklerin eşleri konumundaki kadın karakterler biraz fantastik ve zayıf işlenmiş gibi hissettirdi bana.
Henüz izlemeyenler için bu kadar spoiler yeter diye düşünüyorum. Ve keyifli bir izlenceyle sizi başbaşa bırakıyorum.
Seni kocaman kucaklıyorum.
Kapının önüne bir kap su, biraz mama bırakmayı unutma! (Pencere önü de olur.)
Yosun ŞENGÜL
Yorum Yazın