Evet, kararımı verdim, şizofren de paranoyak da benim. Bu sonuca nasıl geldim biliyor musunuz, anlatacağım. Ütopik hayallerim olduğu gibi uçlarda dolaşan düşüncelere de kapılırım. Hani Dünya, samanyolu, evren, paralel evren derken, her dediğimiz, en azından ekseriyeti bilmediklerimiz arasında. Bildiklerimiz o kadar az iken bilmediklerimizi de bildiklerimiz üzerinden varsayım olarak çıkarır oluyoruz. Dünya dışında canlı var mı yok mu? elbette ve sonsuz tane vardır da, neden irtibat halinde değiliz. Dünyalıların astronomi ve teknolojisi bu keşif için yeterli seviyeye ulaşmadı, ulaşamadı. Dünya insanları birbirlerini öldürmekten vazgeçip bilimsel çalışmalara daha çok odaklansa, hani ölmeden, ben ölmeden görür müyüm diye düşündüm. Kendime şizofren, paranoyak tanımlaması yapmam da bu düşünceden çıktı.
Biz ilkokulda öğrendiğimiz samanyolu galaksisinde ki gezegenler, güneş, ay dışında 40 yıldan uzun sürede nerede neyi, neleri keşfettik. Alenen bilinen, ticari döngüsü olmayan gelişimler fazla değil. İşin özeti biz ülke olarak zati bu çalışmalarda olmadığımız gibi, müdahili de olamıyoruz. Türkiye dışında Dünya da uzay çalışmalarına ciddi mesai harcayıp, bütçe ayıran ülkeler mevcut.
"Kedi uzanamadığı ciğere mundar dermiş" bizler millet olarak zati bu çalışma konusunun dışındayız da, yine de içim içimi yemekte. Demi ya, biz eksik kısa da olsak, varsayım olarak uzaydan birileri geldi. Hatırlayın hani Cem Yılmaz’ın Gora, Arog filmlerini, ütopik düşünce hayaller içinde kaybolmadan takıldığım soruyu sorayım. Uzaylılar geldi, yüksek bilim ve teknolojileri ile dünya ya indiler, araçlarını park ettiler. İyi, güzel, hoş geldiler, sefa geldiler, kim, kimler karşılayacak dünyalıları temsilen kim, kimler hoş geldiniz diyecek.
Hani Amerika, Nasa falan, var da, “Donald John Trump” denen kişinin Dünyayı temsilen hoş geldiniz demesini istemem, yazdım ya, şizofren ve paranoyak gelgitler arasında bocalayıp duruyorum. Hani Dünya ya iniş yaptı yapacaklar, geldi gelecekler hali var gibi, mutlak bir sonuca ulaşma zorunluluğundayım. Dünya da tek kişi mi var, altı, yedi milyar insan, elbet bulurlar birilerini diyemezsiniz, işi şansa bırakamazsınız, bir dünyalı, dünya insanı olarak müşkül haldeyim. Bu önemli mevzuda makul bir sonuca ulaşır, tatminkâr bir çözüm bulursam hem paranoyak hallerimden kurtulurum hem de siz değerli okurlarıma durumu, gelişmeleri yazarım.
“Donald John Trump” denen şahsiyet, Amerika devlet başkanıydı değil mi? Bu aralar kendince üstü kapalı ya da alenen tehditler savuruyor ülkeme. Bende oluşan uzaylılar gelirse kim karşılayacak sorusu bundan mı kaynaklandı acaba? Mesele sadece bu kıytırık şahıs değil, sevmediğim adama ısınamıyorum, ısınamadığım insanı da sevmiyorum, tüm Amerika halkını karşıma almak istemem ama, sevdiğim, sempati duyduğum tek kişi olmadı.
Nihai kararım, içinde bulunduğumuz ekonomik durum, yaşadığımız zorluk ve sıkıntılar hangi durum ve seviyede olursa olsun “ Amerika Ülkemiz sınırları içinde ki tüm üslerini taşımak ve kapamak için 21 gün süren var” deme zamanı değil mi? Devletimizin başında ki yönetim, hükümet ve siyasetçiler her konuda daha iyisini bulmak adına tezat düşüncelere sahip olabilirler. Farklı parti ve ideoloji savları da ortaya koyabilirler, dilerim ki “Donald John Trump” a ağzının payı firesiz, topyekûn, Türk milletine yakışır vakarlıkta verilir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın