Bir şey istemek sadece söz ile ifadeyi gerektirmez. İstemek, taraf olmak ya da karşı durmaktır. İstemek, duruşla, tavırla, tarzla, meydan okumak ya da biat etmektir. İstemek, akla, bilime, kültüre, sanata, insanlığa yatkınlığını test etmek ve ifade etmektir. İstemek, istem sonrası mücadeleyi görmek, gözden geçirmek, irdelemektir. İstemekle yapılan arasında ki uygunluğu, denkliği, dengeyi, insani ve ortak akılda ki eşleşmeyi görebilmektir.
..
Bir ülkede halk hükümdara karşı ayaklanır. Haklıdırlar da. Ne adalet, ne düzen kalmıştır ülkede.
Hükümdar ayaklanan halkı meydandaki büyük bir havuzun etrafında toplar ve bir konuşma yapar:
- Eğer isterseniz benden çok kolay bir şekilde kurtulabilirsiniz.
- Böyle isyan etmenize hiç gerek yok.
- Şimdi ben bu havuzu boşalttıracağım üzerini de kapattıracağım.
- Sizden tek isteğim, bu havuzu süt ile doldurmanız.
- Herkes gece yarısından sonra bu havuza tek başına bir kova süt dökecek. Ama herkes.
- Kimse kimseyi görmeyecek. Güneş doğarken hepiniz burada olun.
- Havuz süt ile dolduğunda ben tahtı bırakıp gideceğim.
Ertesi gün sabah olur herkes sevinçle havuzun başına toplanır. Öyle ya artık bu düzenbaz hükümdardan kurtulacaklardır. Hükümdar da gelir ve üzeri kapalı havuz açılır.
Bir de ne görsünler?
Havuz dolmuştur. Ama sütten çok su doludur.
Çünkü herkes aynı şeyi düşünmüştür.
- Onca sütün içinde benim döktüğüm bir kova suyu kim fark edecek?
Hükümdar konuşur:
- Gördünüz mü?
- Siz ne iseniz, ben de oyum.
- Siz düzenbaz olduğunuz için, içinizden kimi seçerseniz seçin, sonuç hiçbir zaman değişmeyecek.
- O yüzden ben tahtımda kalıyorum.
- Siz de layık olduğunuz sistemin içinde.
..
Ekseriyetin tutum ve davranışına göre kendi uğraşlarımızı, mücadele ve gayretlerimizi uyumlu kılmaya çalışırsak, kendi irademizi, aklımızı ve düşüncelerimizi yok saymış oluruz. Tutum ve davranışlarımız, tavır ve hareketlerimiz ezberlerden öteye gitmez. Belki bu rahatlık, bu kolaycılık, bu ezbere hareket durumu, düşünmeden, kafamızı hiç yormadan istediğimiz sonucu elde etmemizi de sağlayabilir. Pozitif düşünmek, suya sabuna dokunmadan bir hayata müdahil olmak, insan olarak sorumluluktan kaçıp suyun akışına razı gelmektir. Mücadele vermeden rıza göstermek, doğru ve yanlış ayırımı yapmadan, iyi ve kötü ayırımı yapmadan, bilimsel, kültürel, sanatsal yatkınlığını ve faydalarını bilmeden, insana, insanlığa, doğaya ve evrene uyumunu, fayda ve zararlarını düşünmeden hareket, mutlak yıkım ve zarar getirir. Bahis konusu zarar, yıkım, geri dönüşü olmayan kayıplar ki, an olur yüzünüze çarpar, an olur birkaç gün ya da ay sonrası önünüze çıkar. İnsanlık adına, insan için en kötüsü, berbat olanı ise bu yanlış karar ve taraflığın asırlarca, nesillerce hükmünü sürdürme halidir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın