Bilemeyiz, içimizde, bir arada yaşadığımız yüzlerce, binlerce popüler olmamış kahramanlar vardır. Kahramanlar sadece büyük organizasyonlar sonucu başarısı halka empoze edilen, insanlara sunulan kişiler değildir, perde arkasını da mutfağı da görmek, algılamak gerek. Nasıl mı diye sormaya, düşünmeye başladı iseniz çok iyi, günlük yaşam akışı içinde saçma salak görünüm veren her insana konuşması, hareket etmesi, plan ve projelerini anlatıp göstermesi için şans verelim, bazen şans da yetmez, destek verip ortam hazırlayalım. Bazen küçük bir destek, bir sabır, algılama çabası, yürüyüp koşması için küçük bir tetikleme ne büyük mucizelerin gerçekleşmesine sebep olur, zemin oluşturur.
..
“Thomas Edison” bir gün eve geldiğinde annesine bir kağıt verdi ve " Bu kağıdı öğretmenim verdi ve sadece sana vermemi tembihledi" dedi.
Annesi kâğıdı gözyaşları içinde oğluna sesli olarak okudu: "Oğlunuz bir dahi. Bu okul onun için çok küçük ve onu eğitecek yeterlilikte öğretmenimiz yok. Lütfen onu kendiniz eğitin".
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra Edison'un annesi vefat ettiğinde, o artık yüzyılın en büyük bilim adamlarından biriydi ve bir gün eski aile eşyalarını karıştırırken birden bir çekmecenin köşesinde katlı halde bir kağıt buldu ve alıp açtı.
Kâğıtta "Oğlunuz "şaşkın" ( akıl hastası) bir çocuktur. Artık kendisinin okulumuza gelmesine izin vermiyoruz..." yazılıydı.
Edison saatlerce ağladıktan sonra günlüğüne şu satırları yazdı:
Thomas Alva Edison, kahraman bir anne tarafından, yüzyılın dâhisi haline getirilmiş, "şaşkın" bir çocuktu..
..
Anne, baba, kardeş, akraba, öğretmen, amir, iş arkadaşı ya da yakınlık unsuru oluşturan her ne ise, bu etiketlerden etkilenmeden toplum içerisinde ne çok farklı gözler ve beyinler, farklı mantıkla meselelere bakabilen insanlarımız var, çokça Edisonlar destek görmediği ya da teşvik edilmediği için fark edilemeden yok oluyorlar. Bir annenin kucaklayıcılığı meseleye büyük bir irade sergileyerek sabır ile bakışı ve zamanın ne getirebileceği ihtimalini yaşamak istemesi tutarlılığı sadece evladını çok iyi bir noktaya taşımanın ötesinde dünya ya ve insanlığa fevkaladenin fevkinde bir buluşa kapı aralayıp gerçekleşmesini sağlar.
Peki, şöyle mi düşünüyorsunuz, o bulmasa idi ampulü bir başkası süreç değişse de bulurdu. Doğru, yaşadıklarımız içerisinde bilim ve teknolojinin bizlere sundukları, hayatımızı kolaylaştıran ve iyileştiren her ne varsa, yaşamlarımıza girme tarihini on yıl sonrasına yerleştirdiğinizde ne büyük değişimler, yerinde sayma ve tökezlemeler olur ki, bilmemiz gerek. Yaşamımızda olan her yeni keşif ve buluşlar yeni, yepyeni buluşlara ve keşiflere kapı aralar destek verir yol açar. Bahis konusu kolaylaştırmaların ötesinde de tetikleme ve teşvik olur. Kendi düşüncelerimizden başlayarak iyi, güzel, doğru ihtimalli her fikir için basamak olabilmek, taşıyıcı olabilmek, el veren, omuz veren, fikir ve katkı veren olmak, olabilmek, insanlığın gereği değil mi?
Mir Murat Demir
Yorum Yazın