İnsan yaşar, ömrü kadar hayattadır, yaşadığı sürece tek ve öncelikli istediğidir mutlu olmak. Mutlu olmak dediğimizde alt gerekçeleri, etkenleri, çokça sebepleri, etkileşimleri de iyi bilmek ve öğrenmek gerek. Mutluluk ticari bir meta değildir, alınıp satılmaz. Mutluluk yağmur, kar değildir, gökten yağmaz, mutluluk mevsime, iklime göre şekil alıp rüzgâr gibi, meltem gibi, tayfun, kasırga gibi esmez. Mutluluk akıl, yürek ve algı işidir, bilinçlenmenin bir şeklidir. Bildiğim bilimsel bir araştırma şekline sahip olamasam da mutlu insan mutlu insanla yaşayandır, kendi içinde bir döngüdür, keşiftir. Mutluluğu keşfetmiş insan mutluluğu verir ve aynı bilince sahip hayat yoldaşından mutluluğu alır. Mutluluk elbette iki kişiden ibaret ve dar açılı değildir. Bilgi, kültür, bilim, değer bilen insanlar topluluk halinde de mutluluğu yakalar ve yaşatırlar.
..
Evvel Zaman içinde Memleketin Birinde 90 yaşlarında fakat çok dinç ve genç görünümlü bir adam yaşarmış? Çevresinde bulunan herkes ona çok özenir ve sorarlarmış? bu gençliğin sırrı nedir? diye. İhtiyar delikanlı güler geçermiş her soruldukça bu soruya.. Ama Sorular sık, soranlar çoğalınca cevap vermek vacip olmuş sanki. Düşünmüş nasıl anlatırım bu sırrımı kolayca herkese. Sonra karar vermiş tüm meraklıları yemeğe davet etmeye evine. ?Bu davette size sırrımı açıklayacağım? demiş. Herkes merakla davete gelmiş. Yemekler yenilmiş, içilmiş, sohbetler edilmiş vakit iyice gecikmiş. Ama gençlik sırrı ile ilgili tek kelam edilmemiş. Herkes konu ne zaman açılacak diye merak ederken Adamcağız huri gibi sevimli hanımına seslenmiş:-?Hatun, şu kilerde bir karpuz getirir misin bize sana zahmet! Hanım hemen doğrulmuş kilere giderek kaş ile göz arasında gidip bir karpuz getirmiş. Adamcağız şöyle eliyle bir vurmuş tık tık diye sonra da:? Bu olmamış hanım, güzel çıkmayacak, başka getirir misin bir zahmet? demiş. Hanım onu götürmüş bir tane daha getirmiş. Adam onu da bir yoklamış yine beğenmemiş! Hanım sana yine zahmet olacak ama bu da olmamış başka bir tane getirir misin? demiş, Başka istemiş?. Bu böylece üç dört sefer daha tekrarlamış. Neyse misafirleri ve de siz Aziz okuyucuları sıkmamak için !!! Dedemiz beşincide karpuzu beğenmiş ve karpuz kesilmiş, misafirlere ikram edilmiş! Herkes karpuzunu afiyetle yerken bizim dedecik sormuş. Eeee?. Arkadaşlar iste benim gençliğin sırrı burada anladınız mı? Herkes birbirinin yüzüne bakmış. Kimse bir şey anlamamış.? Aman dede demişler nerde? Anlamadık biz bu sırrı! Dedecik gülmüş Efendiler Demiş! O gördüğünüz karpuz kilerde bir tanecikti, tekti. Ben hanıma git de başka getir dedikçe o kilere gidip geliyor aynı karpuzu getiriyordu. Bir kere bile ?aman be adam , deli misin nesin şu tek karpuzu ne taşıttırıyorsun bana defalarca..? demedi. Beni sizin önünüzde mahcup duruma düşürmedi. İşte ben bütün gençliğimi bu hanımıma borçluyum. Biz birbirimizi hiç başkalarının önünde zor duruma düşürmeyiz. Aile içindeki hiçbir şeyi dışarıya yansıtmayız. Hep birbirimize destek olur, dert ortağı olur, yardım ederiz. Birbirimizle ilgili olan problemleri yine birbirimize anlatırız. İyi kötü her olayı da birlikte paylaşırız? Demiş. Hayatınız seçtiğiniz kadındır? Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir. Hayat kat kattır. Babil?in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızda ki kadının terası, manzarası ve hayatıdır? Ailenize huzur, gününüze bereket dolsun...
..
Mutlu olmanın başlıca sebepleri nasıl sıralanır, öncelikleri nedir? Böyle bir sıralama yapmam olanaksız olduğu gibi yapılan sıralamalar da değişikliğe namzettir. Mahcup olmamak, mahcup etmemek, abartmamak, abartılmamak, paylaşmak ve tüm sebepleri serip ortaya anlaşmak olmalıdır. İkna olmamış insan her süreçte tehlikelidir. Hayat denilen kısacık süreci tüm oluşumlarıyla iyi kavrayıp içinde ki mutlu olmak ve mutlu etmek, mutlu yaşam sırrını söküp almak temel gerekliliğimiz değil mi? Yaşamanın tartışmasız tek gerçeği sonunun ölüm olmasıdır. Ölümle biten bu hayatı mutlu olarak yaşamak nasıl muazzam bir kazanım ise, mutlu etmek, yaşadığı topluma mutluluğa sebep oluşturacak katılım sağlamak da önemi bir vicdan huzuru ve özgüven yükselmesidir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın