İncilay ÖZDEMİR
Son dönemlerde sinemacılar, sektörü canlandırmak için, yeni arayışlara girdiler. Filmlerini tutturmak isteyen yönetmen ve yapımcılar, eskisi gibi, star sisteminden yararlanmamaya başladılar. Çünkü, ortalarda star sayılabilecek sanatçı, yok denecek kadar az.
Yeşilçam'ın altın çağı kapandığından, artık çok sayıda film üretilememekte. Piyasanın, senede 300-500 film yaptığı yıllar, çok geride kaldı. Hâl böyle olunca da, yeni starlar çıkamadı. Bir filmde gördüğümüzü, bir başka filmde ya senede bir kere, ya da hiç göremiyoruz. Dizilerin üretiği isimler ise günlük gazete gibi. Okundu mu, hükmü geçiyor.
Bu yüzden sinemacılar, isimsiz oyuncularla çalışmak yerine, başka bir yol buldular. İnsanı şaşırtacak projelere yer vererek, akla hayâle gelmeyecek, garip oyuncular çıkartmak zorunda kaldılar. Tuhaf imajlarıyla ünlü, bu sıradışı kişiler, başrolleri kaptılar. Star sistemindeki boşluklar, onlarla doldurulmaya çalışıldı.
Son dönemde yapılan filmlerde, komedyenleri ön sırada görüyorduk. Şimdi onlara, acayip imajlarıyla ünlenmiş kişiler rakip oldular.
Recep Bülbülses, garip oyuncular modasının öncülüğünü yapmış görünüyor. Recep Bülbülses, kameralar önünde yaptığı şovlarla ünlüydü. Ya bir sanatçının önüne atlıyor, ondan para kopartmadan yanından ayrılmıyor, ya politikacıların bacaklarına kapanıyordu. Bazen de, sesinin güzelliğini göstermek için, o anda uydurduğu şarkıları patlatıyordu.
En çok kullandığı söz ise:
" Açım, bana yardım edin, çok muhtacım" oluyordu.
Bir şekilde hayata tutunmaya çalışan Bülbülses, sonunda Oğuz Gözen'in çektiği "Recep İbibik" filmiyle başrolü kapıyordu. Film halkın ilgisini çekmeyi başarıyor, tartışma konuları yaratıyordu. Bunu "Oturak İmparatoru Recep", "Palyaço Recep" takip etti.
Daha sonra "Şeytan'ın Papucu" filminde, sinema ya da tiyatro oyuncusu yerine, feminen imajıyla ünlü şarkıcı Fatih Ürek'i gördük.
Ürek'ten sonra ise, "Günah Keçisi" filminde, göbekli, kısa boylu, kıllı, kaba saba görünümlü, klasik jön tipinden uzak, Şahin K adlı bir adam var. Şahin K, Almanya'da yaptığı porno filmleriyle nam salmış biri. Şimdi çevirdiği komedi filminde, kendi yaşamından kesitler de var.
Evet, bir dönemin yakışıklı, Ayhan Işık, Göksel Arsoy, Cüneyt Arkın, Kadir İnanır'larını, büyülü güzellikte, baygın bakışlı, Cahide Sonku, Türkân Şoray, Filiz Akın gibi sanatçılarını çok arayacağız anlaşılan.
O dönem insanlar, filmden çok onları izlemeye giderlerdi. Bir bakışları, ağlamaları, oturup kalkmaları, her şeyleri izlenmeye değerdi seyircinin gözünde.
Shakespear'ın ünlü bir sözü vardır:
"Bazen halk, eğlenmek için, bir palyaçoya kral payesi verirmiş. Bıkınca da, suyu alınmış limon gibi fırlatıp atarmış"
Ne kadar doğru bir söz değil mi?
Yorum Yazın