İnsan olarak ne çok karakter, özellik, haslet sahibiyiz, şüphesiz ki sahip olduklarımız içinde ayrıcalıklı olmamızı da sağlayan, dünyaya da evrene de sahiplik edip, tanımamıza etken aklımızdır. Aklımız var iken yanında hırs, sahiplenme içgüdüsü, benden sonrası tufan haytalığı gibi saçma salak dürtülere de sahibiz. Yaşadığımız hayat devam ederken kişisel yapımız şekillenirken iyi ve kötü özelliklerden kendi benliğimize eklemeler yapıyoruz. Ailemiz ve hayatımızın ilk yıllarına eşlik eden tanıdık, usta, komşu, öğretmen ve arkadaşlarımız da etken rol oynuyorlar. Sağlam temelli bir kişilik oluşturabilmiş isek hayatımız daha bir dengeli, sağlıklı (ruhsal sağlık) neşeli ve mutlu geçiyor. Kişilik oluşumumuzda kötü, yanlış, hatalı, kanunsuz ve etik dışı örneklerle yapılanma var ise sonrasında doğrulanması ve düzelmesi mucize gibi. Hayatta ki en zor diyebileceğimiz yapı, oluşum şekli, kişinin kendi hata ve yanışlarının farkına varıp, vazgeçmesi, düzgün, doğru hale gelmesidir. Hayvan da değiliz, maymun da değiliz, bazen hırslarımıza bazen egolarımıza yenik düşüp, daha iyi daha sağlıklı ve mutlu yaşamamız mümkünken göremiyoruz. Bilimsel ve uygulamada olan maymunların yakalanması avlanması olayı şöyle gerçekleşir.
Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır: Bir Hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı büyüklüktedir. Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner, ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece, kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey, elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür.
Bu avlama, yakalama metodu maymunlar için kullanılır ve maymun hayvandır. İnsanoğlu belki fiziki hal ve hareketlerinde böyle bir tuzağa düşmez, varsayalım ki benzeri şekillerde düştü, kurtulması mümkündür. İnsan, eşdeğer şekliyle tuzağa fiziksel değil düşünsel olarak düşüyor, düşmekte. Ezber ve kolay şekliyle bazen abartı ve ortak edilerek, menfaatlendirilerek, vaat ve beklentiler havuzuna sokulup, daha iyi, daha lüks, daha uzun yaşam, daha az çalışma, daha çok yetki gibi söylemlerle aldatılarak, bu söylem ve vaatleri akında tutup bırakmıyor, maymunun avuçladığı yiyeceği bırakmadığı gibi. İnsan bu zaafının farkına varamadığından kendi eli kendi iradesiyle kendisini köleleştiriyor. Bilim, sanat, kültür altyapısı olmadan, akılcı düşünme yetisi olmadan yer edinmek, zengin olmak, makam edinmek, çalışmadan keyfe keder bir hayat sürebilmenin başkaca bir yolu, yöntemi yoktur. Her birimizin sıklıkla tutum ve davranışlarımızı gözden geçirip kendi otokontrolümüzü yapmamız gereği vardır. Elimizde değil belki ama beynimize sokulan saçma salak vaat ve beklentilerle maymunlaşıyor muyuz?
Mir Murat Demir
Yorum Yazın