“İbn-i Sina” Türk tarihimizde övünç duyduğumuz bilim adamı, düşünürlerimizden, felsefe dâhilerimizdendir. İbn-i Sina’nın şu sözü üzerinde düşünmemizi ve anlayıp algılamamız gerekenlerden; İnsan, erdemli ya da rezil yaratılmamıştır. Ama ikisine de eğilimlidir, hangisi kolayına gelirse ona yönelir... İnsan yaratılışı itibarıyla tüm iyi, kötü, doğru, yanlış cevherleri bünyesinde barındırır. Eğilimli olmak, besleyip büyütmek, var etmek, tercih etmek hepimizin aklı ve yaşadığı süre boyunca etkileşim içinde olduklarıyla alakalıdır. Tercih yapmak, insanın kendisine yol seçmesi de, erdemli yolu tercih etmesi de, kolay olanı, kolaycılığı reddedip bilinç seviyesi ile hareket etmesi ile birebir alakalıdır.
Hangi uğraşlar içinde olursak olalım, çaba, gayret, mücadele yok ise, kolay ve rahat ise, uğraşımız, mücadelemiz kolay ise, sonucu rezilce, insan haysiyetinden uzakçadır. İnsan ne için yaşar? İnsan hayatı boyunca yaşamsal gerekliliklerini kolay ve rahat yollardan temin etmek, sahip olmak, kimselere zarar vermeden, dünya düzenini de doğayı da hırpalamadan, bozmadan yaşamak için. Yaşamakta ki temel unsur erdem üzerine kurulmuşsa akla, ortak akla, erdeme, haysiyete bağlılık daim sürer. Yaşamını kolaycılık üzerine kurgulayanların ise bilimden, sanattan, kültürden, akıldan, ortak akıldan yana eğilimleri de tercihleri de olmaz. Tercih yapmak, seçmek yine insanın kendi iradesi ile mümkünse, seçimini adaletli ve doğru olana, olanlara dair yönlendirmek karakterine ek oluşturduğu kişilik kuralları ile mümkündür. İnsanlığın varoluşundan buyana hep arayışların içerisinde yer alan insanoğlu yaşamsal deneyimlerini sonraki nesillere de aktararak ilk keşfini “deneme yanılma metodunu” anlayarak bulmuştur. “Deneme yanılma metodu” ilk keşiflerden, buluşlardan kabul edilse de, süreç, coğrafya, iklim katkıları ve değişimler insan nüfusunun artması ile farklılıklar olabileceği gerçeğini ortaya çıkartmıştır.
İnsanın ilk yapılandıracağı, var edeceği, kendi adaleti, kendine has doğru ve yanlışı ayırt edebileceği bilinci, yaşamı boyunca ulaşmaya çalışacağı erdemli hayatta var olabilme seviyesidir. Kolaycılık zahmetsiz bir yoldur, zahmetsiz olan yolun sonu ise mutlak ve mutlak rezilliktir. İnsan; haysiyeti, hasletleri, sahip olduğu seviye ve duruşu ile kişiliği ve hayata sunduğu pozitif katkıları, insanlığa kattığı güzellik ve iyiliklerle görülür ve anılır. Bir tercih, yol ayrımlarındaki bir seçim, insanın kendisi içinde etkileşim içerisinde olduğu tüm bireyler içinde çok önemli ve hayati bir karardır.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın