Pozitif, olumlu, yapıcı, iyileştirici bir hayatın olsun istersen, mutlu olup mutluluk yaymak en azından enerjinden etkilenip yaşadığın her yere sinerji oluşturmak istersen negatif tanımı dahilinde ki her şeyden sıyrılacak, uzak duracaksın. Beyaz boyayla dolu bir kovaya bir damla siyah boya damlat ve karıştır, gözlemleyip fark edebileceğin şekilde değiştiğini görürsün. Siyah boyayla dolu bir kovaya bir değil beş değil çok daha fazla beyaz boya da damlatsan fark edilmez, renk değişmez. İnsanların yapısı, seviyesi, mertebesi de böyledir. Negatif yapısını benimsemiş bir insanı ikna etmek de, olumlu düşünme yapısını kazandırmakta zordur. Her negatifliğe sırtımızı mı dönelim? Değil, kendi iç dünyasında pozitif yaşamın güzelliklerini görebilmesi için imkân tanıyıp, süre verelim, hepsi bu.
*Hayat sadece acı, kötü, pisten ibaret değil.
*Hayat sorunlar yumağı, girdabı değil.
*Hayat içeriğini ve derinliğini bilmediğin kişi ya da olaylarla alakalı konuşmak değil.
*Nihayetinde insana, doğaya, canlılara fayda sağlamayacak, etkisi olmayacak işlerle boğuşmak, çalışmak, müdahili olmak, telafisi mümkünsüz zarar ve kayıptır ki, insan için en değerli olan süresi belirsiz zamandır.
*İnsanın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olması ve sağlıklı kalmasının ilk etkeni sahip olduğu enerjidir, enerji döngüsüdür.
*Cehalet de, gaflet de, ihanet de, savaşması en zor yapılanmalardır. Bana ne demen, kaçışı değil önerdiğim, soyut ve uzaktan çabalamak, akıl, bilim, sanat, kültür çalışmalarıyla bu savaşta nefer olmak savunduğum.
*Gülmelerine de mutlu hayat hikâyenin sürmesine de engel olan ne varsa uzak dur, arın, budamaktan çekinme. Bu bencil bir hayata götürmez seni, çevresine ışık, neşe, mutluluk, enerji yayan biri yapar.
*Enerjini ne almalarına ne de çalmalarına müsaade etme, imkân yaratacak tüm oluşumları yok et, köprüleri yık, köprü kurulmasına dahi tolerans gösterme.
*Sorunları dinlerken dahi, sorun ya da acının büyüklüğüne göre tasalanmadan en kısa yoldan varsa katkın sun, yoksa “üzgünüm” diyerek çekil kendi dünyana, müdahili olma.
*Hayat her seviyede ki, her imkân farlılığında ki insanlara da güzellikler sunar, mucizevi bir katmanlar silsilesidir, şiirdir, türküdür, savaşırken, cephede ölüme koşarken dahi söylenen marştır.
*Kıymetim bilinsin, övgülere, iltifatlara muhatap olayım diye değil, aklın ve yüreğinin doğru diye tespit ettiği iyilik ve güzellikleri yap ve uzaklaş. Aynı iyiliği dahi belirli aralıklarla üç ve daha fazlası aynı kişilere yaptığında görevin kabul edilir, bitirmen, geç kalman, eksik kalman hallerinde en kötüsü olursun.
*Tebessüm et, nezaketini eksiltme, ne erken ne de geç, kendin gibi, duruşunla, meziyetlerinle, hasletlerinle, ilkelerinle yaşa, kimi ya da kimseleri vaatlerine bağlatma, bekletme, boğdurma.
*Hatan, yanlışın, eksiğin ya da gafların üzerinden yürümeye çalışana kesinlikle fırsat verme, akıl dışı teselli çabaları ve hoşgörü de dâhil.
*Haddini bildirmek ki, ne çok faydasız bir uğraş, çabalama, mücadele girişimi. Yok say ve tümüyle, tüm bağlantıları sıfırla ve uzaklaş.
*Değerinin bilinmesini beklerken kendinle alakalı mübalağa edilmiş halde övgüler alıyorsan, abartı tanımlamalara muhatap oluyorsan, ya sinsice bir tuzağa çekileceksin ya da kötü bir meseleye davet edileceksin, kâhin olmaya gerek yok, belli, belirgin.
*İşlerin iyisi ya da kötüsü muamma bir yaklaşım, tanımlama halidir. Analitik olarak hangi seviye tanımı yapılmış olursa olsun daha iyisi de daha kötüsü de vardır, enerjini tüketme yeter.
*Gününe, anına ve hatıralarına gülümsemeler, mutluluklar kat. Negatif, olumsuz, aşağıya çeken ne varsa soyut da olur somut da, kaldır at.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın