Proje çalışmalarında da disiplinle çalışmayı şiar edinmiş her insanın hayatında da bir işin yapılmasında kullanılan en kısa ve pratik organizasyondur; planlayıp, gerçekleştirip, kontrol ederek bitirmek. Bu en kısa yöntemdir ki, büyük ve ayrıntılı proje ve girişimlerde projenin oluşturulması dahi günlerce sürer ve üst üste defaten toplantılar yapılır, sorumlular ve takipçiler saptanır, rapor yazıcı ve organize sorumlusu, proje lideri belirginleştirilir.
..
Yeni tayin olduğu Alayı denetleyen Albay, nizamiyedeki bankın başında nöbet tutan iki eri görüp “Neden orada nöbet tuttuklarını”
Sormuş.
“Bilmiyoruz komutanım, eski komutanımızın emri ile sürekli bu banka nöbet yazılır” diye cevap vermiş askerler..
Merakını yenemeyen Albay bir önceki Alay komutanını telefonla aramış ve sormuş, “Valla bilemiyorum” demiş eski komutan, “Epey önceden konulmuş bu nöbet geleneğini biz de devam ettirdik.”
Israrla üç komutan geriye giderek bu nöbeti ilk koyan 80 yaşındaki Emekli General’e ulaşılmış.
“Affedersiniz efendim, ben sizin 30 yıl önce başında olduğunuz Alayın yeni komutanıyım” diye kendini tanıtmış Albay, “Nizamiyedeki bir bahçe bankının başında iki tane nöbetçi buldum.. Bu nöbeti ilk siz koydurmuşsunuz. Bu bankın özelliği hakkında bilgi lütfeder misiniz?
Emekli General “Nasıl olur?” demiş, “Boyası hâlâ kurumamış mı?”
..
Bazılarımıza mizahi gelen bu öykü ise münferit bir algılama sorunundan öte bir durum değildir. Nöbet devri ve bankların kuruma kontrolü eşleştirilmediğinden, nöbet tutan askerimizde neyin nöbetini tuttuğunu bilmediğinden, gidişat ve sonuç tebessüme değecek yaşanmış bir fıkra oluşturmuş. Askeri birliklerimizin her kademesinde emir zinciri ve görev bildirimi ve sonuç tekmili gibi çokça tamamlayıcı, zincirin kopmasına engel sistematik bir yapılanma vardır. Basit ve sıradan işlerde sonuç takibi havada bırakıldığında, kimselerin de neden, niçin, niye soruları aklına gelmediğinden ya da bu işe müdahil olmayayım tercihinden iş uzadıkça uzar.
Türk milletinin askeri disiplini ve sistematiği çok iyi olduğu gibi çokça dünya devleti tarafından gıptayla bakılıp taklit edilmektedir. Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak, Büyük Hun İmparatoru Mete Han'ın tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 209 yılı esas alınmıştır. Biliriz ki silahlı kuvvetlerimiz bünyesine çokça ülkeden bilgi, görgü ve seviye eğitimleri için konuk öğrenci subaylar gelmektedir. Türk milletinin çok eskilere dayanan iki temel konuda uzmanlığı vardır. Askerlik ve savaşmak, tarım ve hayvancılık, halkımızın asırlardan bu yana uğraşı ve uzmanlığıdır. Yirmi birinci yüzyılla birlikte bilişim teknolojisi ve uzantısında ki çalışmalar için geç kaldığımız doğrudur. Çokça ülkelerin liderliği kaptırmamak için koştukları gibi, bizde varız diyebilmek için Türk milletinin de depar atması gereklidir, kaçınılmazdır.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın