Neden iktidarı ele almak için mücadele edenler de, iktidarda olanlar da seçmeninin, toplumun dindar olmasını, dindarlaşmasını istiyor? Neden ekseriyetle birliktelik oluşturmuş toplumu yönetme çabası gösterenler dindarlaştırılan toplum bireylerini tercih ediyor, dindarlaştırmak için katkı verip destek sunuyor? Din, nihayetinde inançlar silsilesine verilen ad ise her birey istediğine inanıp istediği şekilde yaşar, yaşayabilmeli, dindarlaşınca sorgulamaktan, hesap sormaktan, her uygulama için insani mi, akılcı mı, bilimsel mi, halk için ayırımsız faydalı mı, gelecek günlerimize de özgürlük, rahatlık, mutluluk, neşe katar mı, düşüncesinden uzak kalır diye mi?
Bildiğimiz ilahi dinler “hak ve hakikati” savunur bir kompozisyonla karşımıza çıkarken neden mensuplarının sorgulaması, hak aramasını ve adaletten, haktan, gerçeklerden, görünen ve bilinenden, bilimden yana olmasını istemez?
Bilinçli, bilimsel, mantık çerçevesiyle düşünen halk, insanlar, farkında olup farkındalıklarını artırmak için daimi mücadele verdiklerinden, ölüm ve ölümleri sonrası çekilecekleri bir imtihandan bahsedilmesi, korku iklimi içerisinde yaşamlarına müsaade edilerek sorgulamalarına, düşünmelerine, irdelemelerine set çekilmesi olabilir mi?
İnsanların kafasına süper, hayalinin kurulması dahi ütopik beklenti ve vaatler yerleştirip, gerçekleşmesinin ise biat ve bidat edilip tam itaatle mümkün olacağının yerleştirilmesi ile insan beyinlerinin şartlandırılmış çaresiz dünya hayatına inanmaları olabilir mi?
Ödülün de, ödüllendirilmenin de gerçekte ölüm sonrası, ahirette ve daimi var oluşta gerçekleşeceği masalına inanmış insan kitlesi çok olursa, küçük bir zümre, seçilmiş kurnaz insanların bu dünyanın zevk-ü sefasını tam yaşayacakları, imtiyazlarının sarsılmaz halinin daimi olacağı fikri açıkgöz, uyanıklar tarafından insanlara empozesi yapılıyor olabilir mi?
Bahsi geçen açıkgöz ve uyanık tayfanın bilimsel, sanatsal, kültürel, farkındalığı artıracak tüm girişim ve çalışmalara destek vermeyip, karşı durup, dönem dönemde yapılmaması için gayret gösterip savaş açmaları olabil mi?
Ne kötü, ne berbat değil mi, ülkelerin ülkeleri sömürmesi, sömürge yapması gibi insanın insanı sömürmesi, kukla yapması, kendi çıkar ve menfaatlerine göre kullanması. İnsan kimliğinden, sağlıklı, başarılı, mutlu olarak bu hayatı yaşamasını engellemek, diken ekmek, yasaklarla, uygulamalarla baskılamak, baskının da ötesi iyi, güzel, değerli, faydalı ne varsa yok saymak, insan yerine koymadan bir hırka bir tespih masalıyla aldatmak, kandırmak.
Yaratılış itibarıyla da her birimiz farklı farklıyız, farklılığa karşı değilim. Karşı olup karşı durduğum fırsat eşitliliğinin olmaması, fırsat dediğimiz de nihayetinde tamamıyla aynı olamaz, eşitlik sağlanamaz da, açının bu denli geniş ve farklı olması, akılcı da değil insani de değil, karşı olduğum farklılıklar değil insanların hiçbir mantığı olmayan sebep gerekçelerle insan gibi yaşamaktan uzak tutulmaları…
Mir Murat Demir
Yorum Yazın