Dünya ya geliyoruz, anne bağrı, anne kucağı derken genelde beşikte büyüyoruz. Annemiz, babamız, kardeşlerimiz, sevdiklerimiz derken ilk aylarımız belki de birkaç yıl beşikte geçiyor. Beşik her insanımızın ortak kullanımı, ilk zamanlarımızın vazgeçilmezi, ortak bebeklik, çocukluk aracımız, yatağımız.
Bebeklik yılları geçtiğinde, sürünmeler akabinde yürümeler başlıyor, ilk özgürlük çabamız beşikten kurtulmakla hayata geçiyor. Bebekken çocuk, çocukken ergen, ergenken bir bakmışız ki büyümüşüz. Büyüme yolundayken bedenen de büyüyor, enine boyuna kendimiz oluyoruz. Büyümenin soyut tarafı ise ruhsal farkındalık, doygunluk macerası, etkenlik ve yetkenlik çabalarımız. Hayallerimiz, hedef ve beklentilerimiz oluşuyor, hayallerimiz, düşlerimiz artıp çoğalıyor. Ergeniz, ergenliği geçmiş yetişkiniz, anlaşılmak istiyoruz, kendimiz olarak, gölgelerden uzak, bağımsız olarak kendimiz olarak tanınmak ve anlaşılmak istiyoruz. Anlayanlarımız oluyor anlamayanlarımız da, dinleyenlerimiz de oluyor dinlemeyenlerimiz de, kendi toyluk ve acemi yaşam savaşçılığımıza rağmen ciddiye alanlarımız da oluyor ciddiye almayanlar da, yaşıyoruz, yaşadıkça öğreniyor, insanları tanıyor, ruhsal seviye ve tavırlarını, tarzlarını tanıyoruz. Sevgiyi öğrenip sevme ve sevilmenin katmanlarını anlamlandırıyoruz kendi içimizde, kendi ruhumuzda, düşünme silsilemizde.
Olgunlaşmak, erdemli kâmil insan olmak elbette kolay değil, uzun bir yol, uzun bir yolculuk. Bu yolculuğu yaparken kendi kurallarımız, doğrularımız, hasletlerimiz, meziyetlerimiz de belirginleşip şekil alıyor. Bu duruma karakterimiz üzerine yerleşecek, eşleştirilecek kişilik diyoruz. Nezaketi, zarafeti, naif olmayı da katıyoruz kendimize ve insanlarla iletişimlerimiz çok yönlü ve çokça yol, yöntem kullanılarak devam ediyor. Hassasiyet ve zafiyetlerimizde belirgin oluyor, bu belirginlikle eşik çizgimizi belirliyoruz. Bebekken, çocukken nasıl beşik sahibiydik, o yıllarımızın ekserisini beşikte geçirdik, sonraki yaşantımızda da, sağlıklı, duruşlu, kişilik sahibi birey olmak için, özgür, erdemli, kamil, bilge insan olmak için her kavramda, değerde, iletişimde, olayda, meselelerde eşik oluşturup çizgiler oluşturuyoruz kafamızda, aklımızda. Yaşamak, makul bir hayat sürmek, disiplinli, başarılı ama bir o kadar da mutlu bir hayata müdahil olmak, beşikteki yıllarımız ya da beşik şeklimiz kendi elimizde değil. Ergenlik sonrası, mutlu olmak, seviyeli etik bir yaşama dâhil olmak için bizim ulaşacağımız her şey için de bize ulaşabilecek her şey içinde eşik sınırlaması, tespiti. Eşik sınırlarına sahip, yeri seviyesi belirgin ve net, bu hayat yaşanmaya değer.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın