İnsan var,yaşar gider,varoluşundan itibaren benliğinde var olan merhametini öldürmese ne iyi.Günümüz şartların da var olan tabii afetlerden başlayıp,savaş,kargaşa,kaos,kaza ya da istenmeyen her hadise ve olaylar için.Olmasını arzu etmediğimiz her oluşumu engellemek,başlamışsa bitirmek yetisine sahip olamayabiliriz.Kendi içimizde hüzünler,üzüntüler yaşasak dahi,tarih boyunca hep devam eder olmuş.Asırlar boyu tabii afetler dışında da insan temelli kararlarla savaşlar yapılmış,kargaşalar olmuş,kaoslar olmuş ya da oluşturulmuş,kazalar hiç bitmemiştir.Geçen yıllara bağıntılı olarak bu oluşumların hiç gerçekleşmemesi için bilim,sanat ve insani destek kurumları,kuruluşları çare tezleri üretmekte,önlemler almaktadırlar.Yok edilmesi kısa sürede mümkün görünmeyen bu negatif durumlar da en önemli hassasiyetlerden biri de insanın bireysel kimliği ve birey hali ile merhametini var etme çabası ve hayata sunma gayretidir.
İnsan da yaratılışından itibaren ne muazzam meziyetler vardır ki,karekterine işlenmiştir.Fıtri denilen,formatımızda olan merhamet aklımızla birlikte,aşamalı ve sıramalı olarak devreye girdiğinde ne çok zalimliğe,hüzüne çaredir.Ülkelerin,devletlerin savaşlarına çare olamasak dahi,kargaşa ve kaosları önleyemesek dahi “MERHAMET” duygumuzu yok etmeden,devre dışı bırakmadan bakmalıyız olup bitene.Bir aciz çocuk,mücadele gücünden yoksun bir yaşlı kadın ya da erkek,yardım isteme yetisi dahi olmayan bir hayvan.İçinde bulunulan durum ne şekilde devam ederse etsin,önyargısız hatta öngörülerden dahi arınmış halimizle,her can için,korunmaktan ve yardım isteme yeterliliğinden uzak ya da yetersiz her var olan can bizlerin sorumluluğun da ve merhametindedir.Masumiyetleri her hallerinden anlaşılır olanlara,merhamet etmek,merhamet göstermek insan olma halimizin bir gereğidir,sorumluluğudur.Çağımızın ilerleyen yılları,üçüncü milenyumun ilk anları,insan temelindeki en önemli meziyetinden,merhamet dürtüsünden uzak kalmamalı.Alışkanlıklar,tercihler,seçimler,öncelikler,meslekler,işlevler vb gibiler değişse dahi,aklımız baki kalmış elimizde,masumiyeti görmeme,görememe şansımız yoktur.
Yaşadığımız hayat,somut sahipliklerimiz,soyut yetenek ve kazanım edindiklerimiz vardır.İnsan olmak yanında erdemli,kamil düşünme hallerimizle merhamet duygumuzdan vazgeçmeden,hayatımızın bizlere dayattığı,inanç,ırk,soy,somut kazanç ya da makam mevki hallerinden kendimizi,düşüncelerimizi arındırarak,masumiyeti görmeli,merhametli halimizle bakmalıyız.Ne yapabiliriz şekliyle düşünüyoruz ya,yok bu dünya içinde insanı merhametinden dolayı,az yaptın,çok yaptın diye sorgulayacak,ne yapabilirsen.Vicdan ve merhamet irtibat halinde çalışırlar,çok az dahi olsa elinden gelen boyuta ulaşmış isen,ne büyük huzur,ne büyük mutluluktur.Bazı durum ve hallere müdahil oluruz,muhatap oluruz da,risk alır,zarar görür,kayıplar da veririz.Nazım Hikmet’in dediği gibi,hayat böyledir bazen “Ben yanmazsam,sen yazmazsan,biz yanmazsak,nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” nasıl ulaşacağız mutluluğa..
Murat Demir MurDem
Yorum Yazın