Masalları sevmeme engel sebeplerin başında abartı ve fizikötesi yapılanmaları, kurgulanmalarıdır. Yaşanmamamış olsa dahi hayatın içinden alıntılar ve kurgular çok daha iyi ve öğreticidir. Masalların diğer tezatlığı da, asırlar boyu ağızdan ağıza, kulaktan kulağa çokça değiştirilerek, ana mesajı kaybetmiş olmasından kaynaklı olabilir. Edebi tür olarak hangi sınıfa gireri düşünmeden, sosyal medya üzerinde dolaşan bir metini yazıma alma kararı verdim.
“Adam, ormanda dolaşırken, çalıların arasında bir tilki görmüş. Ama bu tilkinin dört ayağı da sakatmış. Adam, bu tilki böyle nasıl yaşıyor, merak etmiş. İzlemeye başlamış. Birden çalıların arasından ağzında bir tavukla bir aslan çıkmış gelmiş. Aslan tavuğun yarısını tilkiye vermiş, diğer yarısını kendi yemiş ve çekip gitmiş.
Adam bu mucize karşısında donmuş kalmış.
“Allah’ım” demiş, “Sen kullarını nasıl koruyup kolluyorsun. Ben de sana teslim oluyor ve kendimi sana bırakıyorum.” Ve gitmiş bir ağacın altına oturmuş, beklemeye başlamış. Bir gün geçmiş, iki gün geçmiş hiçbir şey olmamış. Adam açlıktan ölecek. Ellerini açmış, göğe seslenmiş
“Allahım beni görmüyor musun?”
Gökten bir ses gelmiş: “Görüyorum da şaşırıyorum, neden sakat tilkiyi taklit ettin de, o yiğit aslanı taklit etmedin?”
Sık sık kendinize bakın. Kimi oynuyorsunuz, tilkiyi mi, aslanı mı?
Ne zaman birilerinden bir şeyler bekliyorsanız bilin ki siz topal tilkisiniz.
Bırakın bu rolü, siz yiğit aslan olun.”
Masalımsı bir anlatım, metin olsa dahi mesajı çok açık. Örnek alacağımız kahraman arıyor isek neden tilki. Aslan olmak, aslanlar gibi yaşamak en klas hal, en şahanesi değil mi ? Algı meselesini daha da kurcalamak ve kendi algımızı ve ezbere dayalı yatkınlığımızı silmemiz, yok etmemiz gerek. Şimdi olan biten ne varsa tekrar gözden geçirelim, bizim kendimizi kimlerle eşlertirdiğimizi bir kez daha görelim. İlk kendimizde bu testi yaparsak çevremizde ki aslan ve tilki yatkını davranışları çok daha iyi irdeleme yapma kazanımımız gerçek olur.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın