Ne güzeldir insanın kendini tanıması, kendini tam ve eksiksiz bilmesi özümsemesi. Kendimize ait fiziksel güç ve yeteneklerimizin yanında eylem ve davranışlarımızı beyin süzgecimizden geçirerek yapıyor isek yanlış yapmamız, hataya düşmemiz çok zordur, gaf ve refleks negatiflikleri ile sınırlı kalırız. Kendimizi tanımak kendimizi analiz etmek ve irdelemek ne konuşup nasıl davranacağımıza dair bir rehberdir. Kendi oluşturduğumuz rehberi de sürekli süreçte ki değişim ve gelişmeleri görüp güncellememiz muazzamlığı sunar bize.
Biliriz ki yaratılanlar içerisinde akıl sahibi tek canlı insandır, insanız madem aklımızı kullanarak daha başarılı, daha sağlıklı ve daha mutlu bir hayat yaşamamız mümkün. Mümkün iken bizler insanlar olarak neden ekseriyetle yaşayamıyoruz, daim kılamıyoruz hayatlarımız da başarıyı, neşeyi, mutluluğu, huzuru? Hata yapıyoruz, hata yapmak elbette insani de, hata yaparken farkında olmuyor, farkına varamıyor hata yaptığımızı anlamıyoruz ya da hatalar silsilesinin girdabına düşüp fark ediyoruz.
Basit ama vurgulu bir örnekleme ile süsleyeyim, biliriz ki aslan ormanların kralıdır, biz insanların yakıştırması olsa da aslan için orman kralı tanımı doğrudur. Aslanlar çevik ve güçlü yapısıyla ormanda yaşayan diğer tüm canlıları alt edebilir, kontrolünde tutup diğer canlıların en önünde kendi hükmünü sürdürüp krallığını devam ettirebilir, insan olarak görüp izleyerek böyle bir kanaate sahibiz. Ormanların kralı aslan nihayetinde bir hayvan ve akıl sahibi değil, değil ama hiçbir aslan timsahlarla savaşa, kavgaya girmez, bilir ki ortam ve şartlar değiştiğinde daimi olan “ormanlar kralı aslan” unvanını kaybeder, unvan biryana belki hayatını da kaybeder timsahlara yem olur.
İnsan akıllıdır, akıllı olduğu gibi güçlüdür de, öngörüleri ile tahlil ve saptamaları ile deneyim ve tecrübeleri ile yaşanmışlıklardan aldığı doğru ve isabetli derslerle hayatına devam ettiğinde kendi hükümdarlığını sağlamış olur, gücünü bilmektedir, haddini ve sınırlarını da bilmektedir. Haddini ve sınırlarını bilen insan gücünün farkında olarak, sağlıklı ve mutlu yaşamına seviye katarak devam eder.
Yakın tarihte ve çok eskilerde yaşamış ama bilinç ve duruşlarıyla örneklik teşkil etmiş bazı şahsiyetler neler demiş, bakalım.
"Bir şeyin haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir.” Konfüçyüs
"Korkunun kaynağı gelecekte yatar. Kim gelecekten kurtulmuşsa, korkacak hiçbir şeyi yoktur.” Milan Kundera
"İnsanları harekete geçirmek için, iki manivela vardır: Menfaat ve korku.” Napolyon Bonapart
Kendi gücümüzü ve haddimizi bilmek sonrası sahip olduğumuz değerler silsilesi doğru ve isabetli ise yaşamımız seviyesiz, etik olmayan alçakça menfaatlere kapalıdır. Kendi gücümüzü ve haddimizi bilip değerler sahibi olup etik ve doğrular içerisinde yaşama gayretimiz eğreti değil de sağlam ve sarsıntısız ise doğaldır ki korkumuz da olmaz tedirginliklerimiz de. Binalar ne kadar katlı ne kadar gösterişli olurlarsa olsunlar temeli, zemin seçimi, temel dolgusu birinci derecede çok önemli ve ehemmiyet gerektirir, insanın kendi kişiliğini oluştururken temel kavram ve iyi, kötü ayırımı, doğru yanlış ayırımını yapabilmesi kazanımı gibi.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın