Keyifli huzurlu bir hafta sonu hayal etsen içinde neler olurdu?
Gel bunu birlikte yapalım, şimdi burada sınırsız objeler yerler ve renkler kullanabilirsin. Yalnızsan ve kahvaltıda sana eşlik edecek bir arkadaşın yoksa, beni kahvaltıya davet edebilirsin. Baştan uyarayım, biz her yere üç kişi gidiyoruz. Bir komik kedi, büyük beyaz bir ayı köpek ve ben.
Ben kendi hayalime başlıyorum, sabah saat 10:00 gibi ormanın içinde ahşap bir evde uyandım. Pencereden güneş ışınları uzun kesik çubuklar halinde içeri süzülmüş ağaçtan yapılmış bir ev olması sebebiyle hafif odunsu bir kokuya uyandım. Tavşan kulaklı polar sabahlığımı üzerime giydim, sen de dikkat et sonbahar tatlı tatlı eser ama üşütür.
Neyse ne diyordum, yatağın dibinde uyuyan pofuduk oğlum da uyandı bahçeye çıkıp oynaması için önce ona kapıyı açtım, sonra beni gölge gibi takip eden kedimle mutfağa doğru ilerledim kahvemi koydum ve elimi yüzümü yıkamaya gittim. Bu eylemleri yaparken kedi hep peşimde bu detay önemli! Kahve kokusu sarmış mutfağa döndüm, bence güzel kokuların mutlulukla ilişkisi var. Yerdeki mama kabına mama koyup suyu tazeledim (bizim günümüz böyle başlıyor normalde de) kahvemi alıp ahşap verandaya çıktım.
Bak şimdi bu kısımdan sonrası tam bir sanat eseri, karşımda öyle bir manzara var ki sarıdan turuncuya, turuncudan kahverengiye kadar her yer bir hazan ama bir o kadar da huzur. Tam bir sessizlik hali çünkü doğa uykuya hazırlanıyor. Birbirinden farklı ağaçların bu muhteşem renk geçişleri karşımda o kadar güzel görünüyor ki o tertemiz havayı içime çekip izliyorum ve her nefeste sanki ciğerlerime on katı daha temiz hava doluyor.
Dijital dünyada fotoğraflarına baktığım o yerler somut şekilde karşımda duruyor. Toprak aynı renk ve desen yapraklarla dekore edilmiş gibi. Turuncu, kahverengi renk cümbüşü burada da aynı ve havadan süzülüp onlara dahil olan yapraklarla dolu.
Etrafta araba, insan, kargaşa, şehrin alışık olduğun sesleri ve seni uyaran hiçbir gürültü yok.
Öylece, oturdum izliyorum. Sadece böyle anlarda kendini doğanın bir parçası gibi hissedebiliyorsun.
Etrafta esintide ağaçların çıkardığı hışırtı sesleri bir süpürge gibi kafanın içindeki kiri pası senden uzaklaştırıyor gibi hissettiriyor. Bütün kaygını senden alıp yok ediyor. Kafanın içindeki ajanda, hesap makinesi, telefonlar, bilgisayar hafta içi seni delirten o çalışma arkadaşı hepsi ama hepsi o manzara karşısında kafadan akıp gitti.
10-15 dk. hiçbir şey yapmadan kahvemi yudumlayarak, köpeğimin uçuşan yapraklarla oyunu eşliğinde bu güzel manzarayı izledim. Sadece bir yeri izlemek dışında hiçbir şey yapmayarak zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım. Zaman ölçüm kahvemin bitimiyle birim kazandı.
Kahvem bittiğine ben göre mutfağa geri dönüyorum, kedi hanımı manzaranın keyfiyle başbaşa bıraktım.
Dolaptan yumurta ve süt çıkardım, erzak dolabından da un, şeker, kakao, vanilya ve kabartma tozu. Bunları karıştırıp çırparken benim pofuduk beyaz da ortama dahil oldu, acıktı haliyle.
Kabı tezgaha bırakıp dolaptan onun yemeğini de cıkardım, suyunu tazeledim. Hazır mutfaktan uzaklaşmışken Pikaba Buika’nın plağını koydum Soledad tınıları eşliğinde karıştırma kabında kekimi çırptım. Keki fırın ile buluşturdum işte o en güzel anlardan bir diğeri başladı..
Ben kahvaltıya geçiyorum, fincanımdan süzülen çayın buğusu eşliğinde kahvaltımı yaparken, evin iki delisi yanımda bize masadan tatlı niyetine ne düşer beklentisiyle ara sıra göz teması kurup beni izliyorlar. Kedi hanım yine bir uçuşan şey bulmuş, kanguru edasında önümüzden sekerek geçiyor.
Kahvaltım bitmek üzereyken içeriyi bir kek kokusu sarıyor. İşte bu kokuda büyülü bir şey var! Bir evi yuva gibi hissettiren şeylerden biri mutfakta pişen şeylerin kokusudur. Bu durum bende pazar günleri evin içini saran kek kokusu ile ilişkili.
Evde pişen kekin kokusu yüzümde bir tebessüm oluşturuyor ve bu bana kendimi yuvamda hissettiriyor.
Farkında mısın yukarıda yazdığım şeyleri yapmak sanırım 1 ya da 2 saatlik bir süreçti ve bu süre boyunca müzik dışında telefon, bilgisayar, televizyon gibi hiçbir teknolojik cihaza gereksinim duymadım. Bizi mutlu eden anıların/anların içinde sadece duygularımız var, bunu lütfen unutma.
Yukarıda yazdıklarımın en az bir tanesini yapma ihtimalin %100’e yakın olduğunu biliyorum o da kek pişirmek.
Yapmak konusunda çok başarılı olmayabilirsin, markette süper hazır karışımlar var içinden pişirme kabı bile çıkıyor, onlardan birini al evini kek kokusu sarsın. İnan bana bu koku sana yerken aldığın keyiften daha büyük bir mutluluk verecek.
Kötü bir hafta geçirdin, geçirdik biliyorum. Faciada kaybettiğimiz insanların ailelerine sabırlar diliyor ve son olmasını umut ediyorum.
Seni kocaman kucaklıyorum.
Kapının önüne bir kap su, biraz mama bırakmayı unutma! (Pencere önü de olur.)
Yosun ŞENGÜL
Yorum Yazın