Bildiğim bir şarkı sözü aklımda ‘’bu yaman çelişki anne’’ diğer şiirlerinide bilip okuduğum ‘’Yusuf Hayaloğlu’’dizeleri,hakka yürüyen şair sanırım şiirin akışı gereği tek çelişkiden bahsetmiş.Çelişki içinde olmak,dengesizliğe yelken açmak gibi olsada tek ise çok iyi demek geliyor içimizden.Çelişkiler,kaygılar içinde statik değil ama stabil bir hayat arzuluyoruz.Kaygılanmak doğamızda var olsada,bu kadar da olmamalı dediğimiz anlar çoğalıyor.Kaygılarımızın çoğalması,daha çok kaygılanmamıza da sebep teşkil ediyor.
Kaygılı olmak,yaşantımızın bir parçası,hatta gereği.İnsanların var ettiği çelişkili durumlar ve sahip olduğumuz kaygılı hallerimiz,insan temelli olduğundan,kontrolü yine insanda olmalı.Yaşantımızın bir parçası diye kabul edeceklerimiz ise dünyamızın içinde bulunduğu galaksideki,astronomik hareketlenmelerdir.bilim merkezlerinin ulaştığı bilgi ve olası kötü sonuç oluşturabilecek öngörülerdir.Kontrol altına alabilme yetimiz olmadığından kaygılanırız.Dünya merkezli bir diğer kabullenmek zorunda olduğumuz kaygı zinciri ise farklı coğrafyalardaki doğal afetler zinciridir.Deprem,kasırga,kuraklık,sel,tabiat kaynaklı orman yangınları,çığ,hortum,heyelan,güneş çarpması vb ilk aklıma gelen örneklerdir.Bu tabiat olaylarını karamsar tanımımızla afet diye de adlandırabiliriz.Bazı türleri için olası önlemlerle kısmi kontroller sağlansa dahi,büyük oranda insanoğlunun rahatlığını oluşturabilecek seviyede değildir.Kaygılanmamız devam etmektedir.Kaç yıl yada asır sonra tamamıyla kontrol sağlanabilir,açıkcası öngörüm bilimsel temel içermediğinden yazmak istemem.
Yazmak istediğim insan temelli hal ve hareketlerin oluşturduğu kaygı,kaygılanma durumumuzdur.Üzücü olan tarafı ise kayıplar doğal afetlerden fazladır.Dünya savaşları,bölgesel savaşlar derken,farklı bir kaygılanma durumu ile karşı karşıyayız.Terör belası,bir ya da birkaç ülkeden ibaret,küçük illegal olay olma sınırını çoktan geçmiştir.Bölgelere,kıtalara yayılmıştır.Tamamıyla insan temelli bu illegal yapılanma,örgütlü bir hal almıştır.Metaya dönük bir tehdit değildir,neredeyse tüm illegal örgüt faaliyetleri sonucu insan canları yok edilmektedir.Onlarca,yüzlerce masum insanın hunharca katli dışında takvimsel diyemeyeceğimiz sıklığı da malumumuzdur.Dünyamızdaki barış ve dünya adaletini sağlaması ve temin etmesi gerekli devasal kurumlar ortaya kaygılarımızı yok edecek çözümler koyamamışlardır.Yapılacak,çözülecek,silahlar susacak,insan katli bitecek gibi söylemler ise tatmin edecek açılımlar ve göstergelerle destenmemektedir.İnsan hangi coğrafyada olursa olsun,başka bir kıtadaki insan kıyımına dahi alakasız bir hal edinemez.Kaygılıyım,kaygı içindeyiz,ülkelerin ordu ve emniyet güçleri dışında yaşlı,çocuk,kadın derken sivil halk katledilmektedir.Günlük huzur içinde bir hayat onlarca bölgede geçerliliğini kaybetmiştir.Dünyamızda kabul görmüş semavi dinler ve mensubu yüksek budistlik inançları insan hayatına ilk sırada saygılı,sevgi dolu açıklamaları içerirler.İnsan hayatını hiçe sayan bir inanış olmadığı gibi,yerel manada küçük örgütlenmelerde mevcut değildir.Kaygılanmamıza sebep,insanı önemli ve değerli diye tanımlayan,anlatan inançların yanlış ve saptırılmış halleridir.Ülkemizde iç barışı istemek ve sürekli barışı talep etmek gibi,dünya barışı için acil bir makro plana ve hemen uygulanması için tedbirlere ihtiyaç vardır.
Murat Demir MurDem
Yorum Yazın