Kanser hastalığı son asrın en cevapsız, çözümsüz hastalığı olsa gerek. Bu yazım da kanser başlığıyla bir şeyler yazmaya çaba gösterme halinde olsam da, mucizevi çözümlerden ya da fizik ötesi uygulamalardan bahsetmeyeceğim. Kanser hastalığı başta olmak üzere tıp bilim dalı çözümsel sonuçlara ulaşamış olsa dahi bilim dışı hiçbir çalışma ve uygulamayı doğru bulmam ve reddederim. Fiziksel gerçekleri ve halen hazır da ki uygulama ve sonuçları tatmin edici bulmasam da “kemoterapi ve radyoterapi” gibi, yaşamsal konfor diye doktorların ifadelerin de kullandıkları bir kazanıma yardımcıdır belki de.
Mizahi, evet kanser hastalığına mizahi sayılabilecek önerilerim var.
Kanser teşhisi konulmuş hastalara iki önemli bilgi aktarayım; birisi kötü diğeri daha da kötü. Kötü olan her kanser hastasının ölecek olması, daha kötü olan ise herkesin, kayıtsız şartsız herkesin ölecek olması. En zor, en çıkmaz haller de dahi geniş açılı bakmak, her seçeneği görmek, sorun ve sıkıntıları yok etmez belki ama bir rahatlama sağlar, reel ve yerin de uygulamaları hayata geçirmemizi sağlar. Aileden birisi bu hastalıkla baş başa kalmış ise, ağlamalar, sızlanmalar bir getiri sağlamayacağı gibi hasta üzerinde de olumsuz bir etki yaratacaktır. Mücadele gücünü fiziksel algılamak yanlış değil ama eksiktir, mücadele fiziksel ve ruhsal olmak durumun da algılanmalı ve bu mücadeleye hasta ile birlikte yaşama durumun da olanlar katılmalıdırlar. Hastane ya da okul duvarların da yazılı sloganları çokca okumuşsunuzdur; “Kanserden korkma, geç kalmaktan kork” gibi. Ne yapayım,sadece yazan kimliğimle bu sloganı çürütme çabasına mı gireyim. Kanser hastalığı ülkemiz ve dünyanın üniversite ve labaratuarların da araştırılıp, analiz edilse dahi net ve kesin bir sonuç yoktur. İnsanın gerçeklerle yüzleşmesi her zaman negatif bir sonuç çıkarmaz aksine elindeki süreyi daha planlı, programlı, verimli kullanabilme imkanı verir.
Sorun tüm çıplaklığı ile, en zor acımasız gerçekliği ile ele alınır ise, yol haritası, gidişat hali ve duraklar daha net bir hal alacaktır. Doktor gibi, onkoloji uzmanı gibi sizlere yol yöntem önermiyorum aksine yanlış yol ve yöntemlerden uzak kalmanızı tavsiye ediyorum. Ölüm, çağımız aksilik ve negatif oluşumlardan uzak bir yaşamınız var ise trafik kazası, iş kazası, terör ve toplumu ayırt etmeksizin katleden vahşet olaylardan ölmemiş iseniz, kan davası, aşiret kavgalarına müdahil olmamış iseniz, çözümü olmayan ve salgın halin de olan kanser dışı bir mikrobik hastalığa yenik düşmemiş iseniz, kanser hastalığına biraz da pozitif haliyle bakmayı öğrenin. Ülkemiz de erkekler için yaşam yılı ortalaması 73, kadınlar için 75 dir. Yaşınızı da göz önüne alarak, plan ve beklentileriniz de bir revizyon yapma zamanı.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın