Batıl inançlarım var benim, batmış inandıklarım.. dibe vurmuş gecelerim, inanmış gibi yaptıklarım, aşklarım, feryatlarım.. Heybeme koyduklarım yani, yani yaşadıklarım, yaşamadıklarım ve asla yaşayamayacaklarım. Tarifsiz efkarlarım var benim, çığlık çığlığa susan isyanlarım, çocukça yanım, yaşlanan anılarım. Herbir şeyim var benim, yalnızlığım mesela, tahtadan içi boş sandıklarım, bir gülüşüne kandıklarım, kandırdım sandıklarım, yarım kalmış aşklarım, kaçamaklarım, kaçtıklarım, kalp desenli yamalı bohçalarım. Herkesten var benim küçücük dünyamda, lazıyla horon teptiğim, kürdüyle konuştuğum, gavuruyla dans ettiğim, türküyle türkü söylediğim.
Kocaman bir kalbim var benim, içine tek bir adam sığdırdığım. Teklikten her şeyliğe ve her şeylikten bir hiçliğe giden kocaman bir kalbim. Sonsuz sevdalarım var benim, hayalde kalmış sonu olmamış sevdalar. En incesinden tüttürdüğüm, en hafifinden en ağır zehir zemberek sözlerim. Özlediklerim, yokluğuna alıştıklarım. Dedim ya herkesten her şeyden var kalp desenli yamalı heybemde. En güzeli de benim bile bilmediği şarkılarım, yaşanmamışlıklarım, belirsizliğim, hüznüm, mutluluğum, beklentilerim. En güzeli hayattan 2-0 öne geçmişliğim, belki de avutulmuşluğum, belki de hayata tutunmuşluğum. Neyse ne heybemde hala yer var kıyısından mutluluklara, ucundan yıkılmışlıklara. Heybeme göre kar veriyor belki yaradan ya, olsun hazırda iğne ipliğim. Bir yama daha tutar belki heybem, razı yüklenmişliğim. Döker miyim heybemi bilemem ama, yolum uzun daha. Belki yeşil bir ağaç altında, belki serin bir su kıyısında, belki hırçın dalgalarda boğuşarak, sevişerek tek tek bırakırım heybemdekileri. Görürseniz şaşmayın emi. Yüreğimden bir parçadır hepsi!!!!!
Nazende Kaya
Araştırmacı/Yazar
Yorum Yazın