Hayatın problemleri mantıklı ve makul bakış açısıyla, vasat bir zekâyla çözülür, çözülebilir olmalıdır. Öyle ki, bazen en basit en sıradan sorun ve sıkıntıları, problemleri çözmekte zorlanırız. Neden bilmiyorum ama bu gibi durumlarda kadınlar erkeklerden daha önce çözüme ulaşırlar, problemi çözerler.
..
Hastane santralinin telefonu çaldı. Arayan yaşlı bir büyükanne idi. Çekingen bir sesle tonuyla sordu:
-Bir hastanın durumu hakkında bilgi verebilecek biriyle görüşmem mümkün mü acaba?
-Ben size yardımcı olayım hanım teyzeciğim. Hastanın adı ve oda numarası nedir?
Büyükanne yorgun ve titrek sesiyle söyledi:
-Halime Kaya. Oda numarası 114.
-Siz birkaç dakika hatta kalın, ben hemşirelerden durumunu öğreneyim.
Birkaç dakika sonra santral operatörü telefona geldi:
-Haberler iyi teyzeciğim. Hemşiresi bana Halime hanımın durumumun gayet iyi olduğunu söyledi. Tansiyonu, kalbi şekeri çok iyi durumda olduğunu ve doktoru “Sami bey” onu cuma günü taburcu etmeyi düşünüyormuş.
-Sağ olun ne güzel haberler verdiniz bana, öyle endişeleniyordum ki! Allah razı olsun evladım.
-Bir şey değil teyzeciğim,… pardon Halime hanım yakınınız ya da akrabanız mı?
“-Yok evladım, Halime Kaya benim… Hiç kimse bana bir şey söylemiyor da…”
..
Okuduğunuz kurgu ya da yaşanmış öykü de kadın ne yapmış, kurnazlık, uyanıklık mı, yoksa kendince masumane sonuca ulaşmak için akıllıca bir çözüm metodu mu? Birlikte düşünüp değişik senaryolar ve yorumlar kurabilir, tanımlamalar yapabiliriz. Ben hasta kadının kendince bulduğu çözüm üzerine yazmak yerine tıp bilimi mensupları doktorlar, hemşireler, ebeler ve diğer kurum ve kuruluşlar, neden insanlara geç kalmadan ve kafaları karıştırmadan, az, öz, anlaşılabilir açıklama yapmazlar, izahatta bulunmazlar, sahip olmamız gereken bilinç ve iletişim seviyesi bu değil mi?
Mir Murat Demir
Yorum Yazın