İnsan ilişkilerimiz, diyaloglarımız devam ededursun ekseriyetle biliriz ki bir insana bir şey yaptırmak istiyorsak mutlak suretle o kişinin hassasiyet ve zafiyetlerini de bilmeliyiz. Yaptırmak, yönlendirmek isteğimiz var ve de ivedilik taşıyorsa işimiz daha da zordur. Zor olan karşımızdaki kişi ya da kişilere istediklerimizi söylemek yetmez, çok kısa sürede ikna olmaları gerekir, hem kişiyi inandıracağız hem de bu eylemimizi çok kısa sürede gerçekleştireceğiz.
**
Uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki: Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu anda deniz üstündeyiz ve denize çok yakın uçuyorum, atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!
Tahmininiz üzere, tabii olarak insanların uçaktan atlamalarını sağlamak, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor. Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.’ diye karar vermiş ve öncelikle Amerikalı kafilenin yanına gitmiş: ‘Sayın yolcularımız; üstünde bulunduğumuz alan Japonların araştırma laboratuvarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!’ Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar;
Sonra hostes İngilizlere yönelmiş: ‘Sayın yolcularımız, şu an için dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üstündeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!’ Bütün İngilizler hevesle atlamışlar.
Sıra Fransızlara gelmiş. Hostes: ‘Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkürler.’ demiş. Fransızlar: ‘Tabii, mersi!’ deyip sırayla atlamışlar!
Hostes bu kez Almanlara yönelmiş: ‘Atlayın aşağı çabuk!’ diye bağırmış. Alman kafile ‘Heil!’ diyerek atlamış.
Veee sıra gelmiş Türkler’eee. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş: “Siz var ya… siz, buradan hayatta atlayamazsınız…”
**
Yazımın başlığı ortada, bizler birilerine bir şeyler yaptırmak istediğimizde ve bize bir şeyler yaptırılmak istendiğinde formül aleni belirgin, hassasiyet ve zafiyetler bilinecek, kişi ya da kişilerin en hassas olduğu algısı açık haline hitap edilecek. Bu durum tüm insanlar için geçerli bir realitedir de bazı kültürler daha sorgulayıcı yaklaşım içerisindedirler bazıları ise biat edip inanmaya ve uygulamaya geçmeye daha da yatkın. İnsanoğlu olarak bizler hepimiz dönem dönem bu yapımızdan fayda görüyoruz, ekseriyetle de politikacılar ve ticari işletmeler aleyhimize kullanıyorlar. Politikacılar aldatma, vaatlere boğma, zenginleşme ve rahat yaşamdan dem vuruyorlar anlattıklarında. Ticari kurum ve kuruluşlar en küçük ölçeğiyle esnaflarda ekseriyetle büyük indirim, şok indirim, devamı yok gibi mottolarıyla amaçlarına ulaşıyorlar. Yaptığım vurguların hiçbiri tespit değildir, gözlemlerim sonucu ekseriyete göre bir kanaatimdir. Farkındasınızdır ki; eğitim ve öğretim seviyesi gelişkin milletler, bilinç seviyesi yüksek toplumlar basit tanımlama ve anlatım şekillerine prim vermez, oyuna gelmez, mutlak doğruyu ararken doğrunun içerisinde de mantık ararlar.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın