Yaşadığımız hayat böyledir, neyi nasıl sunarsa, neyi nasıl önümüze koyarsa koysun, değer biçen de, iyi, kötü, güzel, çirkin, tatlı, acı, faydalı, faydasız gibi anlamlar yükleyip beynimize algımızı yöneltip karara varacak olan kendimiziz. Süreçle bağlantılı etkileşimleri de fark ederek sebepleri de bilerek analitik düşünebilme yetimizle hayatımızın tüm aşamalarını değerli kılacak da yerin dibine sokacak da kendimiz olup, kendi kişiliğimizi, doğru ve yanlış algılama meziyetlerimizi sürekli canlı tutup gelişimine açık gayretlerimizle kendimize ait hayatımızı mutlu kılarız.
..
Kral, atına binip arazide dolaşırken, sıcaktan hararet basmış ve boğazı kurumuş. Su ihtiyacını giderecek ve kendisine ferahlık verecek bir şeyler yeme, içme ihtiyacı duymuş.
Etrafına bakınırken, bir nar bahçesi görmüş. Atını o yana doğru sürüp, bahçede çalışan delikanlıya selam vererek; “Bana bir nar ikram eder misin?” diye sormuş.
Delikanlı; “Hayhay, memnuniyetle” cevabını vermiş. Biraz sonra, elinde güzel bir narla Kralın yanına gelmiş. Kral, narı ortadan ikiye bölüp, bir yarısını yemeye başlamış. Bir yandan da;
“Oh! Ne güzel nar..!” diye mırıldanmış.
Derken, gözü nar bahçesine doğru kaymış. Farkında olmadan önce ağaçları, sonra dalları, daha sonra narları saymış. Arkasından, takdir duygularına haset kaygıları karışmış.
İçinden; “Keşke bu nar bahçesi benim olsaydı. Acaba sahibi kimdir ve nasıl elde edilir?” diye düşünmeye başlamış. Bu sırada, narın bir yarısı bitmiş, sıra öteki yarısına gelmiş.
Fakat anlaşılmaz bir biçimde, tadı değişmiş ve alabildiğine kötüleşmiş. Kral, hayretler içinde; “Evlat, bu ne iştir? Narın bir yarısı çok güzeldi, öteki yarısı bozuk çıktı” demiş.
Delikanlı, bilgece bir gülümseyişle;
“Efendim, Kralın niyeti değişince, narın tadı da değişti” cevabını vermiş.
Niyetler güzel oldukça, her şeyden tat alınır..
Niyet bozuldukça her şeyin anlamı ve tadı da bozulur
..
Kendimize ait bir hayatı, ömrü yaşarken, ego, bencillik, her şeyi sahiplenme, baskıcılık, kibir duygularımızı, negatif düşüncelerimizi ne kadar çok törpüler, azaltırsak, yine kendimiz için ferah, özgür, özgüvenli bir hayatı tesis etmiş oluruz. Yaratılış itibarıyla vücut ve üzerine iliştirilmiş karakterimiz hazır olsa da kişiliğimizi oluşturan, doğru ve yanlış kararlarını veren, iyi, kötü tanımlamalarını yapan kişiliğimiz, hasletlerimizdir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın