İşsizsen üzgünüm ama işçi, eleman, çalışma arkadaşları arayan kurum ya da kuruluşların yerlerini isimlerini yazmayacağım bu yazıda. Gerekli eğitimi ailen ve çevrenden edindi isen, bir ya da birden fazla branşta uzmanlık öğretimi de aldı isen mutlak iş bulacaksındır. Ülkemizde ciddi boyutlara ulaşan iş sorunu, işsizlik problemimiz var, üzücü elbette. İsterim ki iş bulmanın ötesinde kişiliğin ve duruşunla, kendin olduğun için, aracı ve torpile gerek duymaksızın bir işe sahip ol. Bu okuyacağın hikâye ya da kurgu yaşam alıntısı faydalı olacaktır sana ve sen gibi iş arayanlara. Mesele sadece iş bulmak değil ki, bulduğun işte kendin olmak, kendin kalmak, kendine ait disiplinle ve doğrularla var olabilmek.
..
Evi terk etmeye karar vermişti.
“Diş fırçalarken suyu açık bırakma”
“Salondan en son kim çıktı? Işıklar neden açık”
“Makası neden yerine bırakmıyorsun?” Gibi babasının ikaz ve söylemlerine dayanamıyordu.
Sabah bir iş görüşmesine gidecekti ve eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kedisine bir ev kiralayacaktı. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.
Sabah, babası onu kapıda uğurladı.
– Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış, oğlum dedi.
Görüşme adresine gelince, kapıda bekçi yoktu. Bahçe kapısı açıktı ama sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire değiyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi. Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı. Bir avluya girdi, duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayrı ihtiyarı bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendisini tuhaf hissetti.
Oradan küçük bir odaya girdi. Üzerindeki okla görüşme salonuna gider, yazan bir kâğıt ters bir şeklide asılı duruyordu. Kâğıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde diğer adaylar oturmuş sıralarını bekliyorlardı. Salonun ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi fakat babasının sesini duyar gibi oldu sanki “kapatın bu ışıkları” diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu.
Sırası gelince görüşme odasına çağrıldı.
Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu. Bunu bir tuzak saydı ve imtihanın bir parçası olmalı. Dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi.
Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı.
Karşısındaki adam; Neyi düşünüyorsunuz? Diye sordu
Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiç birisi senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ışıkları ve ters kâğıt hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun.
Babasının disiplini ve sürekli ikazlarına, kızması geldi aklına ondan pişmanlık duydu ve bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı.
..
Hangi iş türü, şirket, firma, fabrika ya da kurum olursa olsun, iş alımında görevli ve yetkili kişi bilir ki normal yaşamında disiplinli olmayan, yanlış uygulama ve hareketlere karşı titiz ve atik davranmayan kişi kendi kurumuna da aynı genişlikte ve vurdumduymazlıkla hareket eder. Konusunda çok iyi olsa dahi verimli çalışamaz, katma değer sunamaz üstüne üstlük kötü örnek teşkil eder. Tabi ki ve doğaldır ki iş ihtiyacınız hangi seviyede ve hangi aciliyette olursa olsun, beklentiniz ve çabanız seviye ve erdem ise, disiplinli realist bir işyeri, işveren ise, sabır şart. Kendiniz kalmanız ve temel insani ve disiplin kurallarının kişiliğe yansımış hallerini gören, izleyen, önemseyen işyerini, işvereni bulmak şart, kolay gele, rastgele.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın