Dünyalıların tümü değil belki ama göçük altında kalanları ekseriyetle çıkarma telaşın da, çabasındayız. Deprem sarsıntıları ya da çokça tanımı yapılabilecek doğa afetleri ile yaşamsal döngüden uzak kalmış, kopmuş, koparılmış her insanı hatta her canlıyı yaşama geri döndürmek istiyoruz. İnsan kimliğimizle ömrünü tamamlamamış her canlının yaşamasına destek olmak istiyor, yaşamdan kopmasını istemiyoruz. Son on yıl, yirmi, otuz yılı baz aldığımızda daha da başarılı çalışmalar, kurtarma mücadelelerini görüyor, şahit oluyoruz. Bilim ve teknoloji gelişme hızı böylesi süratle devam ederse, çağımız korkulanlarının tümü nostalji olup anılara karışacak. Negatif yapılanmalar, oluşumlar da girecek hayatlarımıza ve mücadelemizi aksatmadan devam ettireceğiz, ettirecek kuşaklar.
Süreçlerden, zaman kavramından bağımsız, insanların ekseriyetle bilgi sahibi olduğu “İNSANLIK” dürtüsü, aklımızı ve vicdanımızı uyarır ve tetikler. İnsan olarak bizler, insan olmanın gereği olarak ne yapabilirsek, elimizden ne gelirse, en zor en kısıtlı halimizde, zamanlarımızda dahi dua ederek destek verirsek, insanlığın yenemeyeceği, altından kalkamayacağı zorluk ve sıkıntı yoktur. Düşünen insanın, birlik gücünün, akıl ve vicdanla birleştiğinde en güçlüsü olduğu kanaatindeyim.
Çağlar boyunca, ne üzücü, ne berbat, ne çirkin olan ise “İNSANLIĞINI” göçük altında bırakmış, ses vermeyen, sese gelmeyen milyonlarca insan var. Baktığında, sen ben gibi insan, canlı ama insanlığı göçük altında. Yok etme uğraşında olduğu insanlığını, akıl ve vicdan mahkemesini haklı çıkarmak adına da sürekli negatif yaklaşımlarıyla, çamurlama uğraşlarıyla, ezberleriyle temize çıkarma çabasını bırakmıyor.
30 Ekim de İzmir’deki depremde can kaybı 26’ya yükseldi, 831 yaralı. Ege Denizi'nde merkez üssü İzmir'in Seferihisar ilçesi açıkları olan 6,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde 26 kişi hayatını kaybetti, 831 kişi ise yaralandı. Son bilgiler bunlar ve sürekli değişim halinde, yeni kayıp ve yaralılar tespit edildiği gibi göçük altından çıkarılanlar da mevcut.
Yaşadığımız Dünyanın yer kabuğunda hareketlenmeler oluyor, içerilerde ki enerji birikimi, sismik dalgalar oluşturuyor ve sarsıntılara sebep oluyor, deprem dediğimiz bu. Deprem oluşumunu;
Açık giyinmeye,
İçki içmeye
Dine, mezhebe, dile, ırka
Siyasi görüş ya da ideolojiye
Taraftarlığa, aidiyete
Fiziksel ya da sosyal sınıf farklılığına bağlamak, bu şekilde etkileşimler olabileceğini düşünmek, varsaymak, acizliktir, zavallılıktır, insanlığı göçük altında bırakıp ölüme terk etmektir.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın