İnsanız ve yaşadığımız süre boyunca en zorlandığımız, fazlasıyla şikâyetçi olduğumuz, anlamakta ve anlaşılmakta eziyet çektiğimiz tek varlık yine insandır. İnsanların ekseri düşüncesi yazdıklarım eğilimindedir, hemfikirim. Yarım aşırı geçmiş yaşanmış ömrümde yaşadıklarım, diyaloglarım, gözlemlerim, okuyup izlediklerimle, plansız olarak bir analiz yaptığım varsayımıyla çıkardığım sentez şudur; insan değişkendir.
İnsan, iyidir, zariftir, naziktir, tutarlıdır, cesurdur, ataktır, çalışkandır, tutumludur, sevgiye açtır, alakalıdır, öğrenme, bilme arzusu sürekli, sanata ilgilidir. İnsanla alakalı pozitif manalı bu tarifleri artırmam ve çoğaltmam mümkündür.
İnsan, kötüdür, zalimdir, şaşar beşerdir, korkaktır, tembeldir, müsriftir, sevme nedir bilmez, kendi dünyasına kendini hapsetmiş alakasız, farkındalık sız yaşar, bilime sanata mesafeli durur, yeni bir bilgi, görgü edinmeyi azap sayar, ezberleri ile yaşamdan keyif alır. İnsanla alakalı negatif manalı bu tarifleri artırmam ve çoğaltmam mümkündür.
İnsan için iki farklı anlatım, tanım yaptım ki, birbirine tezat. Hangisi doğru, hangisi yanlış sorusunun cevabı yok, ikisi de doğru, ikisi de yanlış. Anlatmaya çalıştığım, vermeye çalıştığım mesaj, anlatmaya çalıştığım tespitim de tam da bu, insan değişkendir. İnsan süreçle bağıntılı olarak sık sık, seyrek seyrek, etkileşim ve etkenlere bağlı ya da sebep olmaksızın, neden bulunamadan değişir, insan değişkendir. Dünyanın tek akıllı yaratığı, bilgi ve beceri, yetenekler sahibi insan değişir. Tanıyıp bildiğimiz âlem de dünya da 800 binden fazla canlı türü yaşamakta olup, insan dışında değişkenlik gösteren tür tespitim yoktur. İnsan dışında ki canlılarda akıl olmadığı gibi, ruh da yoktur, ya da çok farklı frekanslarda etkileşim içindedir.
İnsan değişkenliği kendisini ifade etmeye başladığından itibaren, kişilik kurallarını kendisi oluşturmaya başladıktan sonra alenen ortaya çıkar, gözlemlenip tespiti mümkün hale gelir.
Diyaloglarda da sevmelerde de en büyük hayal kırıklıkları bu temel etken sebebiyle yaşanır. İnsan kendi değişkenliğinin ekseriyetle farkına varmaz, iletişim içinde olduğu, konuşup paslaştığı, izleyip takip ettiği insanlarda ki değişme ve tutarsızlıkları ise hemen fark eder.
İnsan değişkendir ve süreçle bağıntılı dedim, eklemeliyim ki süreçte yaşanan, yaşanmışlıkların artı eksi etkileşimleri, tohumu yeşertme çabası da olur, tohumu çürütme halleri de. Süreç içinde yaşanan kısıtlı etkileşimler, kişi ya da kişileri sebeplendirecek hareketler etkili olabileceği gibi, evrende ki hareket, dünya da ki hareketler silsilesi, bilinen ve alışık olunan değerlerin altına düşmesi ya da üstüne çıkması da önemli bir sebep, hızlandırıcı ya da yavaşlatıcı rol üstlenir. Örnekleme yapmalıyım, deprem, sel, şiddetli rüzgârların alışık olduğumuz düzey ve şiddeti etkileyici olmuş ve olacaktır. Olası belirgin, tanıdık olduklarımızın dışında bir afet, hayatlarımıza dair bir döngü değişimi yaşarsak, topyekûn insan değişimi de kaçınılmaz olacaktır, insanın, kişinin kendi içinde ki minik değişkenliğinin dışında.
Değişkenlik esasını bilip bu temel tespitle yola çıkmak, bilip bildirerek yola devam etmek, sevmeleri de, sevdaları da, iş akitlerini de, arkadaş, dost paslaşmalarını da sağlıklı ve sürekli hale getirir. Bilmek, olan biteni hastalık, kaçıklık, absürtlük, ikiyüzlülük gibi tariflerden uzak tutar. Telaş yapmadan, değişken halimizi süreçle alakalı bilerek, tedbir ve önlemleri yine aklımızla üreterek yol kat etmek, bilinçli bir yaşamın en önemlilerinden olsa gerek.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın