Kesin olan bir şey varsa, insan sürece göre, coğrafya ya göre, ortama göre, iklime göre, muhataplarına göre ve daha birçok sebeple değişir, farklı yaklaşım gösterir ya da tepki verir. İnsanın duruşu net, sağlam bir kişilik sahibi olma hali belki oranı değiştirir de, değişken olma hali değişmez. Marifet, insanın yaşam süresi baz alındığında, doğru, dürüst, etik, merhametli, adaletli, zarif, naif, akıl ve bilimden yana hal ve hareketlerinin, tarzının çoklukta olması, eğilimin hep bu şekilde olması için gayrette olması. Dünya tarihi hiçbir insanoğlunu barındırmamıştır ki, tarih ve günümüz hiçbir insana rastlamamıştır ki, tamamıyla aynı çizgide olabilsin. Değişim ve gelişim kavramları da insanın yaşamı boyunca bir arayış çabasın da oluşunun özünü oluşturur. Marifet odur ki; değişim içinde ki hayatlarımız da, değişirken gelişmekten geri kalmayalım, gelişme diye tanımladığımız her adımımız da, eyvahlara maruz kalmayalım. Hayatımızın herhangi bir dönemi, anında ki menfi, negatif bir kararımız, girişimimiz, hareketimiz, hayatımız boyunca üstümüze yapışık bir kara leke olarak kalabilir. Hayatlarımızda ki tüm olumsuzlukları yaşamadan bertaraf etmek için de elbette yaşanmışlıklardan dersler alır, okuyarak, gözlemleyerek, deneyerek bilgiler, tecrübeler ediniriz.
..
Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına yaklaşarak yavaşça sorar: "Yanınıza oturabilir miyim?"
Kız, yüksek sesle yanıt verir:
"GECEMİ SİZİNLE BERBAT ETMEK İSTEMEM!"
Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış, dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar... Oğlan çok utanır ve hiçbir şey diyemeden, şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner...
Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar, oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:
"Ben psikoloji öğrencisiyim; demin, şaşıran bir erkeğin nasıl tepki vereceğini öğrenmek istemiştim; bu arada sizi de herkesin önünde biraz utandırdım sanırım, özür dilerim!"
Bu kez oğlan onu yüksek sesle yanıtlar:
"BİR GECELİĞİNE 200 DOLAR MI? ÇOK PARA!"
Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar ki, oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:
"Ben de hukuk öğrencisiyim: çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim öğrenmek istemiştim, özür dilerim!"
..
Yaşanmış ya da yaşanması mümkün bir diyalog kattım yazıma. Yaşamlarımız da çok şeyler öğrenme çabasında isek, denemeler yapmak, hayatı bir analiz laboratuvarı gibi kullanmak elbette makul. Makul olmayan yanı ise analiz yaparken canlı denekler kullanma seçimimiz ve kırıp, döküp yaraladıklarımız. İnsanların, kendimiz dışında herkesin kobay olarak görülmesi, azami seviyede özür ve izahatla mümkünleşir mi, akıl ve seviye çizgisinden çok uzaklaşmadan, yaşayıp öğreneceğiz.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın