Bir insan dürüst bir yaklaşımın boyunu aşacağını düşündüğü her zamanlar yalan söyler. Doğruyu söylediğinde kötü şeylerin olmasından korkar. Manipüle eder, kandırır, gizler bazı şeyleri.
İnsan yalan söylendiğini, kandırıldığını, aldatıldığını fark ettiğinde kırılır. Küçük veya büyük dünyalar yıkılır. Önceden (yalandan) güzel bir mimarinin olduğu sandığı yer enkaza dönüşür, her yer toz duman olur, şok yaşanır ve gözlerden (ya içe ya da dışa doğru) akan yaşlarla sel olur.
Bu acının iki kökü vardır:
1. Güven ya zedelenir ya da
tamamen kaybolur
Nietzsche’nın dediği gibi: ‘Acıtan, yalan söylemen değil, sana bir daha güvenemeyecek olmam.’
İlişkide var olduğunu sandığı hatta var olduğuna inandığı sağlam temel sarsıldı, güvende olduğu hissi yok oldu. Bununla birlikte belkide gelecek planları geçmişe gömüldü.
Çözüm için acıya izin verin, bastırmayın. Kendinizle ilgilenin. Zamanla sizi bırakır.
2. Karşı tarafın yalan söylemesini örn. ‘Bunu bize nasıl yapar?’ veya ‘Bunu hak edecek ne yaptım?’ şeklinde kişisel algılar.
Bunun yarattığı hissiyat daha çabuk toparlanır.
‘Yalan söylemesi bizimle ilgili değil.
Sadece kendisiyle alakalı. Onun yalanı. Ona ait ve bizimle hiç bir ilgisi yok.’
Yalan söylemesinin nedeni ve sebebi kendisinin özgüven eksikliğindendir.
Yalan söyler, çünkü
- daha iyi görünmek veya itibarını korumak istiyordur
- tartışmaktan, yüzleşmekten, olumsuz sonuçlardan kaçmak istiyordur:
reddedilme, sevilmeme, istenmeme, istediğini alamama ya da cezalandırılma korkusu olabilir.
- amacına ulaşmak ve özgüveninde ki boşlukları doldurmak istiyordur.
Birine zarar vermek için yalan söylemiyordur. Bir sorunu olduğu için yalan söylüyordur. Sorumluluğunu alamayacak kadar zayıf olduğu için yalan söylüyordur. Oysa yalan söyledikçe zayıflığını kanıtlar, yalanlarının kölesi olur. Böyle her an ortaya çıkacak korkusuyla yalanlarının ona hükmetmesine neden olur, çünkü ortaya çıkarsa, kendisini çıplak ve utanç hissedecektir.
Yalan söylenen insanın bunda
- ona mal etse de - hiç bir suçu günahı yoktur, kesinlikle hak etmemiştir, kendisiyle de bir ilgisi yoktur. İnsan söylenen yalanı kişisel algılamak yerine kendisine şefkatle yaklaşmalı...
UZMAN SOSYAL PEDAGOG HANIM DEMİRBAŞ
Yorum Yazın