İnsan doğumuyla birlikte ruhuna giydirilmiş bir karakterle dünya ya gelir. Yaşamı başlayan insan kişiliğini kendi becerisi, yakın yaşadıkları, deneyimleriyle, iletişim kurmalarıyla edinir. İletişim kurma yeterliği yanında insan diğer muazzamlıklarıyla da öndedir, farklıdır, aklı vardır. İnsan kendi yaşadıklarından bilgiler edindiği gibi tüm insanların yaşadıklarından da kıssalar alır, değerlendirmelerde bulunur, irdelemeler yapar, eğitimi ve öğretimi ile yaşama müdahil olma hali gerçek olur. İnsan dışında ki yaratıklar, hayvanlar ve ağaçlar, bitkiler, genel tanımıyla nebat da karakter taşırlar, birlikte olduğu cinslerinden örnekler alırlar, davranış biçimleri, tarzları edinirler. Yazdıklarımın bilimsel bir dayanağı olmasa da yaşadıklarımdan edindiğim esinti, görgü bu şekilde. Aynı ahırda büyüyen eşek yine aynı ahır da ya da aynı çiftlikte aynı köyde ki eşeklerle benzeri hareketlere yatkındır. Aynı akvaryumda ki balıklar içinde aynı görüşteyim, aynı hara da ki atlar içinde.
..
*Şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş... Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış ve bir ağacın altına oturmuş. Şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış...
Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış... Bir de bakmış ki, yanındaki sepet bomboş! Şapkalar gitmiş!!
Kafasını kaldırıp ağaca bakmış, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları...
Adam başlamış düşünmeye;
"Ben şimdi ne yapacağım, şapkaları bu maymunlardan nasıl geri alacağım" diye... Düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bakmış ki, maymunlar da adamın taklidini yapıyor, kafalarını kaşıyorlar. Adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da..!
Derken adam ne yapacağını bulmuş: Kendi kafasındaki şapkayı çıkarıp yere atmış, maymunlar da şapkaları çıkartıp aşağı atmışlar... Adam böylece bütün şapkaları geri almış, sepetine koyup yoluna devam etmiş.
Aradan 50 yıl geçmiş...
Artık adamın bir torunu varmış, o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş. Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş. Hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış...
Bir saat sonra uyanmış, birde bakmış ki sepetin içinde şapkalar yok! Derken tuhaf sesler duymuş, bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bir sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka!
Düşünmüş:
"Dedem yıllar önce bana bir hikâye anlatmıştı... Ne yapacağımı çok iyi biliyorum..." demiş. Adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar... Adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da...
Ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarmış yere atmış... O anda ağaçtaki maymunlardan biri yere inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bir tokat atmış ve şöyle demiş: bizde dedelerimizden hikâyeler dinlerdik!
..
Okuduğunuz masal sayılacak metin içeriğinde, insana ders verir nitelikte bir kurgu. Kurgu olarak kabul etsek de, insan dışında ki canlılarda akıl ve hafıza olmadığını kabul etsek de, inceleyip defaten düşünmekte fayda var. Yaşadığımız süreçle bağıntılı olarak biz insanlar gelişimler sağlayıp, iletişim kurarak aktarımlar yapabiliyor isek, hayvanlar ve nebat çeşitleri sınırlı ve kısıtlı da olsa, yapamazlar mı?
Mir Murat Demir
Yorum Yazın