Hayat süremiz, ömür takvimimiz belli değildir. Olmasa da tarihsel bir gidiş hali optimum süreleri dillendirir yazarız hep. Yaş otuz beş şiirini yazan şair ellisini görmeden terk etmiş olsa da hayatı, yine çok öngörüler olacak, varsayımlar yapılmaya devam edecektir. İnsan ömrü ülkemizde kadınlar da 75 yaş, erkekler de 73 yaş olsa da sallamadan asırlık süreyi baz alıyorum. Yaş elliden sonrasını ikinci yarı diye ad koyuyorum. Üzücü olan ikinci yarının sonunu göremeyecek çoğunluk değil,ilk yarının bitirimini başaramayanlardır.
Ne varsa ikinci yarı da, hayatı da insanları da tanıma yeterliliğine ulaşma keyfine varmışsın. Yediğin, içtiğin, gezdiğin, okuduğun, ne var ise tatmin edici, hazzı daha bir yüksek. Yatak maceraları, oyunları azalsa ne çıkar ki, azına yaptığın ruhsal katkı çok daha anlamlı. Dünya işleri ile bağların azalmış, arınma, arıtma işlerin ya bitmiş ya bitecek. Özgürlüğün zirvesine ulaşmışsın ki, deyme keyfime, kendine ve sevdiklerine daha fazla süre ayırabilme zamanı. Aşk mı, tam zamanı, toprakla, doğayla buluşma zamanı, gökyüzünü dakikalarca izleme ve tebessüm etme zamanı, yağmur mu yağıyor, sırılsıklam ıslanma zamanı, bir fincan kahve içmek için seremoni zamanı, yatak arkadaşınla değil sadece hayatla sevişme zamanı. Gençlik bitti ise ne çıkar, tek kadeh rakıyı kokusunu içine çeke çeke içme zamanı. Saksı da yetiştirdiğin çiçeklerin dahi her gün büyüdüğünü görme, fark edebilme zamanı. ”Salla gitsin” ,”aman”, ”boşver” kelimelerini sıklıkla kullanma zamanı. İlk yarıdan elde ettiğin tecrübeleri ikinci yarı da pozitif hallere endeksleme zamanı.
Öfke bitti, yarış bitti, hırs bitti, yaşarken yaşamın tadına vararak yaşa, yok ötesi. Ömür denilen ne ola ki, en kısası da en uzunu da orta da. Hiçbir kazanım ya da mertebe mutlu olmanın tek sebebi değilmiş, anlama yılları. Yıllar boyu pek işlerliği olmayan sahip olduğumuz merhamet, dayanışma, samimi sevgiye ulaşma yılları. Söylemlerin hareketlerin erdemli şekillere büründüğü, kötü ve yanlışların kalbur altına düştüğü yıllar. Hayatı yüksek seviye de anlamaya başladığın ikinci yarı da sevenlerinin farkın da ve yakının da isen, daha ne olsun. İkinci yarıya ulaşmak, bu devre sürecini yaşıyor olmak dahi büyük kazanç, dünya da ki milyar nüfusun bu keyfe ulaşamadığını bilme hüznüyle. Lider ve yarışmanın birincisisin, şükür zamanı, karanlık ve etik dışı bir tarzı hayatına eklemeden ulaştın ya ikinci yarıya kuru soğanın cücüğünü yeme keyfi bu. Günlerin diğer günlerden, ayların diğer aylardan, mevsimlerin diğer mevsimlerden iyi ya da kötü taraflarını öne çıkarmadan, her anın mutluluğunu, her yerin mutluluğunu tadına vararak yaşama yılları. Ölümün de yaşamın bir parçası olduğuna inanma, korkma ma zamanı.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın