Her birimizin alenen dile getirdiği ya da gizemli tuttuğu ilk hedefi, hayattaki gayesidir mutlu olmak. Huzurlu bir yaşamın müdahili olup mutluluğu yakalayabilmek her birimizin hedefi olsa da pek azımız başarılı olabiliyoruz. Tuhaf olan ise iş işten geçtikten sonra, yıllar tükendikten sonra bu farkındalık seviyesini yakalıyoruz. Kesin ve keskin bir yol haritası yok mutlu olmanın, huzurlu bir hayat yaşamanın da, ekseriyetle hayattan beklentilerimizle yaşam şeklimiz tezat ilerliyor. Hedeflerimizi belirlerken öngörü sahibi olmadığımız için hedeflerimize göre değil hayatın bize sunduklarına göre en kısa en kolay olanlar arasından seçimler yapıyoruz. Nihayetinde başarılı olabiliyoruz, toplumsal övgülere mazhar işlerde yapıp örnek dahi gösterilebiliyoruz da, mutluluk ve huzur hedefimiz çekmecede saklı duruyor. Hayatımızı yaşarken hedefleri ve yaptığı işler, tavrı, tarzı, tutum ve yaklaşım şekilleri eşleşen, doğru ve isabetli yaşamayı başaranlara bravo.
..
Meksikalı bir köylü, göl kenarında balık tutarken yanına gelen bir Amerikalı iş adamı sormuş;
- Sen ne yapıyorsun burada?
- Balık tutuyorum, demiş balıkçı
- Neden daha büyük işler yapmıyorsun? Mesela bir iş kurmuyorsun, tuttuğun balıklar çok lezzetli, küçük bir işyeri kurabilirsin.
- İş kurduktan sonra ne olacak, demiş balıkçı.
- Para kazanırsın, zamanla işleri büyütürsün. Yanında birçok insan çalışır. İhracat yaparsın. Hatta New York'ta ofis tutarsın.
- Sonra?
- Çok zengin olursun! Aklın alamayacağı kadar para kazanırsın.
- Sonra?
- Dergilere çıkarsın, ödüller alırsın iyi bir işadamı olarak
- Daha sonra
- Yaşlanınca da emekli olup, Meksika da göl kenarında bir ev alıp, balık tutarak hayatını yaşarsın demiş Amerikalı,
Meksikalı cevap vermiş;
- Ben zaten onu yapıyorum, göl kenarında balık tutuyorum.
Huzuru yakalamak için bu kadar eziyete ve zahmete ne gerek var, o zaten bizim yanımızda sadece kafamızı kumdan çıkartıp bakmamız yeterli..
..
Kurgu ya da yaşanmış bu anekdot her birimize çok şey anlatıyor da, marifet bu bilgilere, bu yol ayırımında ki stratejik kritik karara hayatımızın ergen yaşlarında sahip olabilmek. Gerçekte bu olgunluğu bu erdemli kararı sürecin doğru zamanında vermiş olsak sadece kendi mutluluğumuzu gerçekleştirmekte kalmayız. Toplum içerisinde ne çok insan var, kendi hayatlarınız ve çevrenizdekileri birkaç saniye düşünün, gözden geçirin. Hedefi ve hayatındaki uğraşları alakasız çokça insan görmeniz mümkün. Ekseriyetle ticaretle uğraşmak isterken sağlık memuru, şarkıcı olmak isterken bekçilik, resim yapmak isterken karpuz satıcılığı, subay olmak isterken köyünde çiftçilik yapan, yüzlerce, binlerce farklı düşüncede kişi, kişiler bulmak mümkün, sadece yakın ve bir sonraki halkadan tanıdıklarımız içerisinden. Uzmanlığım yok ama dünya da insanların mutluluğunu hedef olarak belirleyip hayata geçiren eğitim ve öğretim sistemine sahip tek devlet Japonya olarak biliyorum. İnsan ömrünün kısa olması gerçeği önümüzde dururken hayatımızın çok önemli kısmı bu tedirgin yaşam, çelişkili gidişat halinde devam etmekte, ne acı.
Mir Murat Demir
Yorum Yazın